Henüz hiçbişey kesinleşmiş değil, komserim... Metin Karaman adlı şahsın mezarı boş, ortada ceset de yok...Ayrıca mezar taşında kan izleri var!...
Cem Özüduru imzası taşıyan Zombistan, bir başka Studio Rodeo çalışması olan Çiztanbul'un facebook sayfasından kazandığım bir çizgi-roman. Adından da anlaşılacağı üzere zombi işgali altında İstanbul'u anlatan bir hikaye...
Açık konuşmak gerekirse adını duyduğumdan beri büyük önyargıyla yaklaştığım bir çalışmaydı: Bir fantastik kurgu sever olarak, türün yerli ürünlerinde mütemadiyen bir eğretiliğe şahit olmaktan muzdarip idim, zira pek çok girişim, yabancı ögelerden uyarlama ile aşırma arasında gidip geliyor, tabiri caizse dublaj kokuyordu ancak Zombistan beni oldukça şaşırttı ve de yanılttı. Yerelleştirme konusunda bu derecede bir başarıya şahit olmayı beklemiyordum.
Sürprizleri bozmamak adına fazla detaylandırmadan konusundan bahsedecek olursam; İstanbul'da birtakım gizemli olaylar vuku bulmaktadır. Boş mezarlar, çıldırmış gibi görünen insanlar... Üç kişilik bir arkadaş grubundan yola çıkarak bu gayri meşru zombi istilasını anlatan Özüduru, bu kadar genç -1987 doğumlu- bir yazar-çizerden beklenmeyecek bir incelikle metnin altını mesajlarla dolduruyor; mafya, töre, göç gibi toplumsal meseleleri de hiç de göze sokmadan, şahane bir üslupla sunuyor okuruna.
Kitaba dair sevdiğim unsurlardan birisi de görece mantık çerçevesinde olması oldu. En basitinden, karakterlerimiz arasında silah sahibi olanların geçerli birer sebebinin olması... Zombi temalı pek çok işte silahlar peydah olur ancak bu silahların asıl kahramanlarda ne aradığı bir soru işaretidir. Elbette bunu "zombilere inanıyorsun da silah taşıyan adamlara mı inanmıyorsun?" konseptinden bağımsız olarak ele almakta fayda var. Belli başlı olanlar dışında klişelerden uzak durması, şahane bağlanmış bir son ve elbette bir çizgi-romanı değerli kılan çizimlerdeki özgünlük de cabası.
Cinnetli kapak |
Benim için eserin en büyük eksisi kısalığı oldu. Elbette A4 ebatlarında doksan sayfalık bir çizgi-roman için kısa demek absürt kaçıyor lakin baştan sona bir bütün hikayeyi ele alması sebebiyle olaylar hızla başlıyor, hızla gelişiyor ve hızla sona eriyor. Dolayısıyla tam atmosfere bütünüyle girdiğinizi düşünürken kendinizi hikayenin sonunda bulmak, en basit tabirle kitabın tadını damağınızda bırakıyor. Gönül isterdi ki; Zombistan, daha detaylı bir içerikle ayda bir ya da iki ayda bir yayınlanan bir seri olsun, biz de bir sonraki sayıyı dört gözle bekleyen okurlar olalım. Tabi tahminlerime göre bu, pratikte uygulaması zor, hatta piyasanın ve ekonominin şartları altında şimdilik imkansız bir temenni. Yine de bu vesileyle Özüduru'nun farklı bir konsepte sahip ikinci kitabı Şafak Ayazı üzerine çalıştığını belirtmiş olalım.
Bahsettiğim bu -yarı mecburi- aceleciliğin bir getirisi olarak, kahramanlarımız dışındaki hayata dair pek az bilgiye sahip olabilmemiz de hoşnutsuz olduğum bir diğer taraf. Genel olarak neler olup bittiğine dair ipuçları bulunsa da, bayıla bayıla okuduğum bir hikayenin arka planında olup bitenleri de öğrenmek isterdim kısacası.
Cem Özüduru, bir sonraki işi merakla beklenen sanatçılar listesindeki yerini alırken, son olarak Zombistan'ın cinnetli kapak ve kasvetli kapak olmak üzere iki alternatifle satışa sunulduğunu hatırlatıp, türün meraklılarına -ve hatta yabancılarına dahi- gözü kapalı tavsiye ederim.
Zombistan - Cem Özüduru, Rodeo Yayıncılık - 109s
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder