Sinebiyat #3

Hayvan Çiftliği
Animal Farm, Türkçedeki ismiyle Hayvan Çiftliği; George Orwell'in en ünlü eseri. Birçok kişinin en azından ismini bildiği o meşhur kitap. İlk baskısını 1945 yılında yapmış. 1954 yılında bir animasyonu çekilmiş, 1999 yılında ise filmi. Kitabını bu dönem bir ders vesilesiyle okudum. Derste İngilize orjinalini takip ettik. Ben ara ara Türkçe baskısından da kopya çektim okurken. 1954 yapımı animasyonunu yine ders kapsamında izledik. 1999 yılı filmini ise şu an izlemekteyim. :) Bu yazımda kitapla birlikte bu iki filmi karşılaştıracağım. 

Animal Farm'ın temel meselesi Rus Devrimi'ni eleştirmek. Tabii eleştirdikleri kısım Lenin'in ve Troçki'nin hayatta olduğu 'parlak' devirler değil. Stalin'in baskıcı devri. Ne olursa olsun George Orwell kitabında Troçki ve Lenin dönemlerini bolca övse ve aslında bu devrimi desteklese dahi İngilizler ve Amerikalılar kendi politik çıkarları için bolca kullanmış bu kitabı. Hatta filmleri çekenler de onlar. Doğrusu bu dersi almadan önce Rus Devrimi hakkında çok ayrıntılı bir bilgim yoktu. Derslerde gördüğümüz "1. Dünya Savaşı'ndan sonra Rusya'da çarlık rejimi yıkıldı Bolşevik rejimi geldi." bilgisi dışında çok da bir şey bilmiyordum. Kitap hakkında ön bilgim olmasaydı kitabın Rus Devrim'ni eleştirdiğini muhtemelen anlamazdım. En fazla, belki sosyalizm eleştirisi olduğunu düşünürdüm. Oysa kitapta bolca gönderme mevcut. Ders vesilesiyle bunları en ince ayrıntısına kadar işlediğimiz için gönderme bulmaktan yorulmuş durumdayım. Ama en basitinden kitaptaki neredeyse her hayvanın bir kişiyi ya da zümreyi temsil ettiğini söyleyebilirim. Birisi kitabı görünce "Çok Troçkist" demişti. Haklı olabilir. Troçki'yi temsil eden Snowball'un kitapta hep iyi taraf olduğunu görebiliyoruz. 
Biraz da filmler hakkında bilgi verelim. Dediğim gibi 1954 yapımı film bir animasyon. 1999 yapımı ise hayvanların seslendirildiği bir film. İki filmin profesyonelliği tabii ki tartışılamaz. 1999 yapımı çok daha profesyonelce. Fakat 1954 yapımı animasyonda kitaba çok daha sadık kalınmış. Diğer filmdeyse yeni yeni karakterler, olaylar eklenmiş. Gerçi 1954 yapımı filmde de bence çok önemli birçok kısım atlanmış ama en azından iş saçma sapan yerlere gitmemiş. Bir de yani kitabın alt başlığı "Bir Peri Masalı", kitap zaten fabl tadında, neden gerçek canlılar oynatılmış anlamadım. 1999 yılında illa yeniden bir şey yapmak istiyorlardıysa tekrar animasyon yapabilirlerdi. Çok daha güzel, çok daha hoş olurdu. 

Ben filmlerin çekildiği tarihlere takılıp duruyorum. Biri 1954, soğuk savaş dönemi; diğeri 1999, Rusya'da Sovyetler rejiminin sona ermesinin ertesi. Bence bu tarihler çok kritik. Rusya'ya düşman devletler için çok iyi bir soğuk savaş aracı olmuş yani bu kitap. Gerçi iyi kitap, hoş kitap. Stalin'i biz de hiç sevmiyoruz ama işte hiç de hoşlanmadığım şeyler şu İngilizlerin soğuk savaş taktikleri. O yüzden kitap bu bilgileri düşündükçe canımı sıktı ama yapacak bir şey yok. Tarihi gerçekler ortada. Başarısızlıkla sonuçlanan bir sosyalist düzen var. Orwell da bunu çok güzel eleştirmiş. Bize laf söylemek düşmüyor pek fazla. 

Konuyu çok fazla uzatmak istemiyorum. Kitap ne kadar iyise filmler de bir o kadar kötü. Çok fazla boş vaktiniz varsa kitabını okuduktan sonra isterseniz izleyin filmi ya da filmleri. Hee filmler hakkında bir seçim yapmanız gerekecekse bence 1954 yapımı olanı izleyin. Daha sempatik, daha kitaba uygun olmuş. Gerçi filmlere çok fazla şans vermedim, ne yalan söyleyeyim. Hele 1999 yapımı olanı izledim diyemem galiba. :) Konuyu bildiğim için tekrar tekrar filmlerini izlemek yoruyor beni. Bu arada kitabın galiba en sevdiğim yeri sonuydu. Spoiler vermemek adına bahsetmiyorum. Ama okuduktan sonra bence bana hak vereceksiniz. Son olarak, ben böyle sürekli onu bunu eleştiren İngilizlere sinir oluyorum. En sonunda bir kitap keşfettim, İngiliz sömürüsünü eleştiren: Conrad'ın Karanlığın Yüreği. Çokça beğendim. Burada anmadan da edemezdim. O da naçizane tavsiyemdir. Edebiyatla!
Yazan: Gölgeli Yol

7 yorum:

  1. Goodreads'ten takip ediyorsan son okuduğum kitap Hayvan Çiftliği :)
    Gönderisini hazırlıyordum yavaş yavaş, altını çizdiğim cümleleri aktarıyordum gönderi taslağına ki, gönderini gördüm :)
    Ben kitabı sevdim, hem de çok sevdim.
    Eğer bir kitabı sevdiysem filmini izlemem. Bence kitaplar çok daha renkli, çok daha sürükleyici. Filmde sınırlı süreden dolayı kese kese ana konuyu kuşa çeviriyorlar, kitaba ne kadar sadık kalmaya çalışsalar bile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba. Sinebiyat yazılarını Tankut yazmıyor ne yazık ki, konuk yazar kullanıyor. Bu yazı da bana ait. :)Ben de sevemiyorum kitapların filmlerini. Bu filmleri de doğrusu biraz zorunluluktan izledim. Yoksa gerçekten vakit kaybı.

      Sil
    2. Arkadaş, gündem müsaade etmiyor ki şöyle ağız tadıyla blogger'lık yapalım, arkadaşlarımızla iki edebiyat konuşalım... Yine geç bir yorumla karşınızdayım!

      Kitap uyarlaması filmlerden ben de pek hazzetmiyorum -hangi okur sever ki?- ama mesela Hobbit'i bu konuda çok başarılı bulmuştum. Uyarlama filmi izlerken "yönetmenin kitaptan ne anladığını izleyeceğim" ve "sinema ile edebiyatın koşulları bir değil" meselesini hazmetmek gerekiyor sanırım, beklentiyi düşürdükçe beğeni artıyor. Benim uyarlamalara yaklaşımım, özellikle uzun süre evvel okuduğum kitaplar için, hatırlatma mahiyetinde oluyor.

      Hayvan Çiftliği ise candır, güzel kitaptır ama bir 1984 değildir benim için =)

      Sil
  2. Merhabalar! Bu kitapla-filmleriyle ilgili birşeyler yazmana sevindim:) Geçtiğimiz aylarda okudum ben de:) çok da sevdim:) Bence devrim sonrasını(!) çok güzel anlatmış. İngilizler hakkındaki düşüncelerinde yalnız olmadığını bildirmek isterim:) Bir de sen mühendislik okumuyor muydun??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba. :) Tankut ne yazık ki yazmıyor sinebiyat yazılarını. Ama ısrarcı olursak bizi kırmaz, yazar bence. Bu yazı da bana ait, konuk yazar olarak yani.

      Sil
    2. Evet, ben mühendislik okuyorum =) Sanırım "Yazan" kısmını daha büyük yazmam gerekiyor, mesaj alınmıştır.

      Sil
  3. Hayvan Çiftliği'ni sıradan bir okur olarak okumuş, yazıda bahsettiğin üzere sınırlı bilgimle kendimce yorumlamıştım. Kitaptan çıkarabilir miydim bilmiyorum ama konunun devrim eleştirisi olduğunu duymuştum sanıyorum, o yüzden çok da uzak kalmadım meseleden ama seninki gibi bir okuma deneyimini tercih ederdim. Bilahare konuya daha çok hakim olduğum vakit yeniden okurum ben bu kitabı büyük ihtimalle, ne anladığım ile Orwell'ın ne anlattığını kıyaslayabilmek adına... Eline sağlık!

    YanıtlaSil