Sabahın Ucu - Sibel Cemali

Sürüden kopan dışlanır mı? Yoksa özgürlüğe kanat açışına sessiz bir kabulleniş mi eşlik eder?
Sibel Cemali'nin 2011'de yayımlanan öykü kitabı Sabahın Ucu, kitabı Okur Anlatır'ın düzenlediği çekilişten kazanmam sayesinde okuduğum bir eser oldu. Doğru söylemek gerekirse bu durum vesile olmasaydı kitabın dikkatimi çekmesi ve Cemali ile tanışmam düşük bir ihtimaldi; ne eseri ne de yazarını daha önce duyduğum için karşılaşsam bile ilgi göstermez ve ne büyük bir güzelliği kaçırdığımın farkında bile olmazdım. Evet; oldukça düşük beklentilerle elime aldığım Sabahın Ucu beni çok etkiledi. 

1966 doğumlu Sibel Cemali Büyükada ve Heybeliada'da geçen ilkokul öğreniminin ardından İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümünden mezun olmuş; Jeomorfoloji Yüksek Lisansının ardındansa çeşitli eğitim kurumlarında öğretmenlik ve yöneticilik yapmış. Öykü ve metin çözümlemeleri çeşitli dergilerde yayımlanan Cemali'nin ilk kitabı Sabahın Ucu; Ada'da, Geriye Bakış ve An'lar olmak üzere üç ana bölüm altında toplanan on yedi öyküden oluşuyor.

Genel kapsamda Cemali, öykülerinde bireyler üzerinden toplumsal ve siyasal olayların izleğini sürüyor. Bu süreçlerin insanlar üzerindeki çoğu zaman farkına bile varmadığımız etkilerini yalın ve yer yer şiirsel bir dille, gerçekçi bir yaklaşımla anlatıyor. Cumartesi Anneleri'nden 6-7 Eylül Olayları'na toplumsal hafızada bıraktığı izler derin olan ancak bireyler üzerindeki tesiri, özellikle empatiden uzak siyasi platformda, gözden kaçan travmatik vakaların kahramanlarını kah gözlemlerine kah hayal gücüne dayanarak aktarıyor. Bu söylediklerim protest bir yaklaşım, siyasi bir üslup getirmesin akla; kadın olmanın, daha doğrusu "kadın" meselesinin altı çizilse de esasında insan olmanın inceliklerine değinen bir anlatım, şairane bir dil ve akıcı bir kurgunun arka planını teşkil ediyor tüm bu toplumdan yola çıkan birey hikayeleri...

"Ada'da" başlıklı bölümün beş öyküsünde hikayelerin çoğu trajik bir nitelik taşıyor olsa da mekanın huzuru her bir satırdan okunuyor; özellikle şehir hayatının çilelerinden muzdarip bünyelerde kalkıp adaya yerleşme hevesi yaratıyor. "Geriye Bakış"da çocukların kendilerine özgü gözlem yeteneklerinden arda kalan hatıratları ve ebeveyn-çocuk ilişkisinin getirdiklerini okurken, "An'lar"da, tam da başlığa yaraşır şekilde, değeri ancak dönüp yeniden bakıldığında anlaşılan kısacık zaman dilimlerini irdeliyoruz. Yer yer gerçekçi, yer yerse bilinç akışı veya alegori yoluyla fantastik boyutlara ulaşan anlatımlarıyla her biri ayrı ayrı akıcı ve bazen hüzne bazense tebessüme sürükleyen öyküler bunlar. 

Sabahın Ucu, kitaptaki ilk öykünün adı olmasının yanı sıra farklı sebeplerle de kitabın ismi olmuş: "Sabahın Ucunu özellikle iki anlamı olduğu için seçtim. Tabi aynı anda kitabın içinde bulunan öykümün adı Sabahın Ucu. Birinci anlamı, aydınlıktır. Karanlığın geride kaldığı bir zaman dilimidir, bütün sıkıntıların,bütün karamsarlıkların, geceyle geriye çekilip, her şeyin olumluya gittiği bir anlama da geliyor. İkinci anlamı; Ben kitabımda genel olarak kadınları işlediğim için. Kadınların içinde bulunduğu açmazı aşarak belli bir noktaya gelmesi anlamına da geliyor, bu anlamıyla umudu içeriyor Sabahın Ucu, yani kadınların içinde bulunduğu açmazı bir şekilde aşıp umuda yolculuğu ifade ediyor Sabahın Ucu." diyor Sibel Cemali buradan tamamına ulaşabileceğiniz bir söyleşide -ki bu cevap bile eserin izleği hakkında fikir edinebilmemizi sağlayacak bir nitelik taşıyor başlı başına. 

Öykünün edebiyatta "üvey evlat" muamelesi görmesinden hoşnutsuz olan okur için şifa niyetine bir kitap Sabahın Ucu, ümit vadeden bir kalem Sibel Cemali.

Sabahın Ucu - Sibel Cemali, E Yayınları - 120 s.

1 yorum:

  1. ben de öykü üzerine bir yazı yazdım, bakmak isterseniz:

    http://kankalesi.blogspot.com/2013/07/oyku-bu-taraftan.html

    YanıtlaSil