Ve Sevgililer Günü'nün, milyonlarca yıl falan önce bir imparatorun, askerleri zayıflattığını düşündüğü için evliliği yasaklamasıyla ortaya çıktığını biliyor muydunuz? Rahip -Valentine- insanları gizlice evlendiriyormuş ve bu yüzden kellesini kaybetmiş. Yani ilk Sevgililer Günü hediyesi adamın birinin kafasıymış. Alın size biraz tarih.
Düşününce, aslında mükemmel. Aşık olmak da başını kaybetmeye benzemiyor mu?
"İntihar bir soru mudur, yoksa bir yanıt mı?" diye sormuş ON8 Kitap, kitabın tanıtım sayfasında. ABD'li yazar Michael Thomas Ford, İntihar Notlarım'da bir yandan bu soruyu cevaplamaya çalışırken, diğer yandan da genç bir adamın öyküsünü sunuyor.
İntihar girişiminin ertesinde gözlerini psikiyatri kliniğinde açan 16 yaşındaki Jeff'in ağzından 45 günlük bir süreç olan terapi günlerini dinliyoruz. İnsanın ölüm karşısındaki beş tepkisi gibi durumunu önce inkarla, sonra öfkeyle en son da kabullenme ile karşılayan Jeff tüm bu süreç içerisinde terapi arkadaşlarını gözlemleme, aile ve arkadaşlık hayatını sorgulama ve kendini keşfetme imkanı buluyor.
Thomas Ford, etkileyici bir karakter yaratmış; sevimli, komik ve savunmasız. Bazen yaşından çok büyük laflar eden, bazen de çocuksulaşan bir genç Jeff. Dolayısıyla son derece gerçek. Mizahi yönü oldukça kuvvetli, hatta sarkazmı sık sık bir savunma mekanizması olarak kullanan, kendisine alaycılıktan bir kabuk örmeye çalışan bir karakter.
Sosyal ve psikolojik açıdan oldukça eleştirel ve başarılı bir eser ortaya koyan Ford, kurgu konusunda bu derece başarı sergileyememiş maalesef. Jeff'in ağzından yazılan satırları okurken oldukça güzel vakit geçirmiş olsam da, etkileyicilikten uzak buldum. Bunda hikayenin çözümüne doğru lafın biraz uzatılmış olması da etken; bir nebze daha kısa olsaydı daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum.
Konudan sapmak pahasına başka bir meseleye değinmek istiyorum: ON8'in yayın koordinatörü Aslı Tohumcu ile TÜYAP'ta yaptığımız kısa sohbette, kimi ebeveyn ve öğretmenlerin "Gençlere böyle bir kitap okutmak onları olumsuz etkilemez mi?" diye parmak salladığından dem vurmuştu. Hem de -elbette- kitabı okumadan. Özellikle televizyon ürünlerinin sık sık maruz kaldığı bir suçlama bu; körpe dimağların "olumsuz" etkilenmesi endişesiyle yapılan girişimler -ki son dönemde edebiyata da uygulanan sansür üzerine sansür haberleri de (tamamen iyimser bir bakış açısıyla) bu kaygıyı taşıyor. Bu noktada dikkat edilmesi gereken ilk unsur, önceliğin mevzu bahis dimağların "maruz kaldıkları" etkilerden çok, yetiştirilme tarzlarında olması gerektiği. Kurguyla gerçeği ayırt etmeyi bilmeyen; şiddet, cinsellik, intihar gibi karmaşık konuları birer tabu olarak görüp, kafa karışıklıkları hakkında konuşmaktan çekinen bireyler yetiştirildiği sürece televizyon da, sinema da, edebiyat da bu tarz saldırılara maruz kalacaktır. Bu mesele halledildiği takdirde, sunulan eserlerin niteliği ve niceliği hakkında konuşmak çok daha doğru bir sonuca ulaştıracaktır bizleri.
İntihar Notlarım içinse gönül rahatlığıyla "temiz" raporu verebilirim: İntiharı övmek değil, sorgulamak gibi riskli bir amacı, başarıyla nihayete erdirmiş kitap. Gelişme çağında pek çok insanın aklından geçen sorulara, problemlere ve hatta kimi travmalara değinme şeklini ve yarattığı karakterlerin bunlarla başa çıkma yollarını ziyadesiyle aydınlatıcı bulduğumu da eklemeliyim.
Edebiyat adına beklentilerinizi düşürüp, genç-yetişkinlerin gerçek ve acımasız yaşamları hakkında bir şeyler öğrenmek için ideal bir kitap. Hatta kim bilir, belki bizzat yaşadığınız süreçleri anlamlandırma konusunda bile yardımı dokunabilir.
İntihar Notlarım - Michael Thomas Ford, ON8 Kitap - 256 s.
İntihar girişiminin ertesinde gözlerini psikiyatri kliniğinde açan 16 yaşındaki Jeff'in ağzından 45 günlük bir süreç olan terapi günlerini dinliyoruz. İnsanın ölüm karşısındaki beş tepkisi gibi durumunu önce inkarla, sonra öfkeyle en son da kabullenme ile karşılayan Jeff tüm bu süreç içerisinde terapi arkadaşlarını gözlemleme, aile ve arkadaşlık hayatını sorgulama ve kendini keşfetme imkanı buluyor.
Thomas Ford, etkileyici bir karakter yaratmış; sevimli, komik ve savunmasız. Bazen yaşından çok büyük laflar eden, bazen de çocuksulaşan bir genç Jeff. Dolayısıyla son derece gerçek. Mizahi yönü oldukça kuvvetli, hatta sarkazmı sık sık bir savunma mekanizması olarak kullanan, kendisine alaycılıktan bir kabuk örmeye çalışan bir karakter.
Sosyal ve psikolojik açıdan oldukça eleştirel ve başarılı bir eser ortaya koyan Ford, kurgu konusunda bu derece başarı sergileyememiş maalesef. Jeff'in ağzından yazılan satırları okurken oldukça güzel vakit geçirmiş olsam da, etkileyicilikten uzak buldum. Bunda hikayenin çözümüne doğru lafın biraz uzatılmış olması da etken; bir nebze daha kısa olsaydı daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum.
Konudan sapmak pahasına başka bir meseleye değinmek istiyorum: ON8'in yayın koordinatörü Aslı Tohumcu ile TÜYAP'ta yaptığımız kısa sohbette, kimi ebeveyn ve öğretmenlerin "Gençlere böyle bir kitap okutmak onları olumsuz etkilemez mi?" diye parmak salladığından dem vurmuştu. Hem de -elbette- kitabı okumadan. Özellikle televizyon ürünlerinin sık sık maruz kaldığı bir suçlama bu; körpe dimağların "olumsuz" etkilenmesi endişesiyle yapılan girişimler -ki son dönemde edebiyata da uygulanan sansür üzerine sansür haberleri de (tamamen iyimser bir bakış açısıyla) bu kaygıyı taşıyor. Bu noktada dikkat edilmesi gereken ilk unsur, önceliğin mevzu bahis dimağların "maruz kaldıkları" etkilerden çok, yetiştirilme tarzlarında olması gerektiği. Kurguyla gerçeği ayırt etmeyi bilmeyen; şiddet, cinsellik, intihar gibi karmaşık konuları birer tabu olarak görüp, kafa karışıklıkları hakkında konuşmaktan çekinen bireyler yetiştirildiği sürece televizyon da, sinema da, edebiyat da bu tarz saldırılara maruz kalacaktır. Bu mesele halledildiği takdirde, sunulan eserlerin niteliği ve niceliği hakkında konuşmak çok daha doğru bir sonuca ulaştıracaktır bizleri.
İntihar Notlarım içinse gönül rahatlığıyla "temiz" raporu verebilirim: İntiharı övmek değil, sorgulamak gibi riskli bir amacı, başarıyla nihayete erdirmiş kitap. Gelişme çağında pek çok insanın aklından geçen sorulara, problemlere ve hatta kimi travmalara değinme şeklini ve yarattığı karakterlerin bunlarla başa çıkma yollarını ziyadesiyle aydınlatıcı bulduğumu da eklemeliyim.
Edebiyat adına beklentilerinizi düşürüp, genç-yetişkinlerin gerçek ve acımasız yaşamları hakkında bir şeyler öğrenmek için ideal bir kitap. Hatta kim bilir, belki bizzat yaşadığınız süreçleri anlamlandırma konusunda bile yardımı dokunabilir.
İntihar Notlarım - Michael Thomas Ford, ON8 Kitap - 256 s.
MRW: geçen ay okudum kitabı ben de ama malesef yorumlayamadım henüz blogda :( güya siz de mesaj atmıştınız bir an önce bekliyorum yorumunuzu diye.. kısmet olmadı, ilk kitap yorumu sizden geldi :) üzülerek söylüyorum ben olsam bu kadar övmezdim bu kitabı, arka kapağını okuyup çok isteyerek almıştım ama içi beni çok şaşırttı hele bazı sayfaları okurken rahatsız oldum bile diyebilirim. bence intihara teşebbüs etmiş birinin notları, hayata tekrar tutunması, ibret alınacak daha güzel bir şekilde anlatılabilirdi. mesela benden temiz raporu alamadı bu kitap. bana verebildiği bir şey olmadı çünkü, hatta zaman kaybıydı bile diyebilirim. çok mu acımasızca oldu? sanmıyorum.. beğenmedim işte :) amma da uzun oldu ama, oh içimi döktüm resmen :)
YanıtlaSilYakında protesto edeceğim sizi zaten, "yazılarınıza hasret bırakıyorsunuz bizi" diyerek =) Telaşınız var biliyorum ama özlettiniz, haberiniz olsun!
Sil"Daha güzel bir şekilde anlatılabilirdi" demişsiniz, katılıyorum, daha güzel olabilirdi ama bunun kadar gerçekçi olur muydu, emin değilim. Hoşuma giden kısım buydu; ziyadesiyle gerçekçi, dramatize edip duygusallaştırmak yerine realist bir tavırla yazmış bence Ford. Acımasızca bulmadım yorumunuzu, sahiden hitap edeceği kitle küçük bir kitap çünkü ama doğru zamanda doğru kişilerce okunduğunda, düşündüğünüzden çok daha etkili olacaktır, emin olun. Belki de fazla genç işi diyebiliriz. Sizi rahatsız eden kısmın da dil olarak çarpıcı ve "fazla detaycı" olması bunda etmen olmuştur muhtemelen. Zaman kaybı demeyelim yine de biz, her kötü okuma bize illaki bir şeyler öğretiyordur, hayattaki kötü deneyimler gibi =)
Tekrar ediyorum, bu kadar özletmeyin kendinizi! Sevgiler...
MERHABALAR... blogumda miminiz var eğer kabul ederseniz çok sevinirim...
YanıtlaSilhttp://kitaplarimolmadanasla.blogspot.com/2013/02/2-defa-mimlendimliebster-blog-award.html
Teşekkür ederim, en kısa zamanda ilgileneceğim o meseleyle =) Sağolunuz...
Sil''Sosyal ve psikolojik açıdan oldukça eleştirel ve başarılı bir eser ortaya koyan Ford, kurgu konusunda bu derece başarı sergileyememiş maalesef. Jeff'in ağzından yazılan satırları okurken oldukça güzel vakit geçirmiş olsam da, etkileyicilikten uzak buldum. Bunda hikayenin çözümüne doğru lafın biraz uzatılmış olması da etken; bir nebze daha kısa olsaydı daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum.'' paragrafına olduğu gibi katılıyorum. :) Güzel bir eleştiri yazısı, tebrik ederim.
YanıtlaSilTeşekkürler, çok naziksiniz =)
SilAnd powering its various affairs will be the dual core Nvidia
YanıtlaSilTegra 2. A whole host of image enhancing features is provided as standard which allows users to manipulate and edit images and videos, including autofocus, touch-focus, face
& smile detection as well as geo-tagging which functions based on GPS.
Business travel become less an adventure and more an experience, this
a 7 inch tablet which you can take it anywhere with you.
My web site; galaxy tab