Sıfır Noktasındaki Kadın - Neval El Seddavi

Kadın memurların işlerini yitirmekten, fahişelerin yaşamlarını yitirmekten korktuğundan daha çok korktuklarını fark ettim. Kadınlar işlerini kaybedip fahişe olmaktan korkarlar, çünkü fahişelerin yaşantısının kendininkilerden iyi olduğunu bilmezler. Böylece yaşama, sağlıklarına, bedenlerine ve akıllarına ilişkin hayali korkularının bedelini öderler.
"Sıfır noktası neresidir?" diye soruyor Metis Yayınları, kitabın arka kapağında: "Yaşadığımız Dünya'nın herhangi bir köşesinde herhangi bir insan sıfır noktasında kıskıvrak bekliyor. Umutsuz, çaresiz, ölümle yaşam arasındaki sınırda."

Buraya yeniden dönmek üzere bir mim koyup kitaba dönelim: Mısırlı feminist yazar ve psikiyatr Neval El Seddavi'nin 1984 tarihli romanı (ya da novella mı demek gerekir?) Sıfır Noktasındaki Kadın gerçek bir yaşam öyküsünün kısa ve çarpıcı anlatımını sunuyor okura. Bu kısacık kitap bittiğinde okurun aklına düşen ilk sual yine aynısı oluyor: Sıfır noktası neresidir?  

Görüşleri yetkililer tarafından pek hoş karşılanmayan feminist bir araştırmacı ve romancı olduğu için işinden olan ve boş vaktini araştırmalara ayıran Seddavi, Kanatır Cezaevi'nde tanıştığı idam mahkumu Firdevs'in hikayesini herkese ulaştırmak ve mağrur, gururlu, kırılgan ve dönemi ile yaşadığı ortam göz önüne alındığında oldukça "sıra dışı" kalan bu kadını dünyaya anlatmak istemiş: Firdevs, sancılı bir çocukluğun ardından acımasız gençlik yıllarında fahişeliğe başlamış, hayatının bir noktasında bu işten vazgeçerek "onurunu korumak" istemiş ancak fahişelik yaptığında daha onurlu yaşama imkanı bulduğunu keşfederek kendisini hayatın acımasızlığına bırakmış bir kadın. Kadının, erkek egemenliğinin ziyadesiyle hüküm sürdüğü toplumun bir ögesi olarak değil, aracı olarak varolduğunu kavrayarak, koruması gereken yegane şeyin özgürlüğü olduğuna kanaat getirdiğinde hayatı bir düzene girer ancak erkeklerden kurtulduğunu düşündüğü bu zamanlar fazla uzun sürmez... 

Kitabın en can alıcı noktası hikayenin tamamen gerçek oluşu; Firdevs eğer kurgu bir karakter olsaydı hayat görüşü, tavırları ve yaşadıkları okur tarafından biraz mübalağalı addedilebilirdi. Ancak böyle bir kadının gerçekten varolduğunu, bunları gerçekten yaşadığını bilmek, eserin etkisini büyük ölçüde arttırıyor. Öyle bir kadın tahayyül edin ki, toplumsal yargıların karşısında ilkelerini koruyan, tüm yaşadıklarına rağmen kendi deyimiyle "bir kadın olarak sahip olduğu tutarlılık ve onurdan bir an bile kuşku duymayan" cesur, idealist bir savaşçı olsun, kendi sıfır noktasındayken bile boynunu eğmesin... İşte girişte bahsettiğim arka kapak yazısına bu noktada itiraz etme ihtiyacı duyuyorum: Firdevs, ne çileli yaşamı boyunca ne de idamı beklemek üzere atıldığı hücrede kendisini umutsuz ve çaresiz hissetmiş. Aldığı her karardan, attığı her adımdan memnun, başı her daim dik bir karakter için yapılan bu tanımı büyük bir haksızlık olarak nitelendiriyorum -ki belirtmek istedim.

Kitap çok da yeni olmayan bir konuyu, çok da yeni olmayan bir üslupla anlatıyor esasında. Belirli bir hayat görüşüne sahip, dünyadan bihaber olmayan bir insansanız, Firdevs ve Firdevs gibiler için yeniden üzülmekten başka çok bir şey getirdiğini söyleyemem kitabın. Seddavi'nin, Firdevs'in anlatımını kaleme aldığı kısımlarda tasvirleri sık sık tekrarlardan yararlanarak kurması, aynı durumları aynı kelimelerle ifade etmesi anlatımı güçlendirse de üçüncü seferden sonra nahoş etkiler bırakıyor. Yine de yalın ve anlaşılır dil, olayların anlatım hızı ve yaşananlar oldukça rahat bir okuma sunuyor. 

Sonuç olarak Sıfır Noktasındaki Kadın, her biri ayrı ayrı çarpıcı olan ismi, kapak fotoğrafı ve konusuyla ilgi çekici bir kitap. Hali hazırda bildiklerinizi anlattığı göz önünde bulundurularak okunduğunda, okumaktan keyif alacağınız kısa bir öykü. 

Sıfır Noktasındaki Kadın - Neval El Seddavi, Metis Yayınları - 122 s.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder