Bir Beyoğlu Düşü - Demir Özlü

Şimdi düşününce, yaşamım, birbirinden ayrı parçalar halinde yaşanmış çok uzun bir süreç gibi geliyor bana. Hayatın kısa olduğunu söyleyenlerle aynı düşüncede değilim. Tersine çok uzundu, çok uzundu iç sürem. Uzun yılar yaşadım, istemek, bazan da tutkulara kapılmak, aradığının bulamamak, ardından da umulmadık rastlantıların verdiği mutluluklar… işte buydu bütün ‘hayat’ dedikleri. İsteklerinin olmaması ile onların yerini doldurmaya çalışan başka şeyler…
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'nde Milan Kundera Sabina karakterine "Yerlere, insanlara ve eşyalara çok bağlanmamaya çalışıyorum." dedirtir. Bir süre sonra ülkesi savaş ihtimali ile yüz yüze geldiğinde Sabina, her şeyi bırakıp, çeker gider. İlk gençlik zamanlarımda bu alıntıdan oldukça etkilenmiş, bir nevi hayat düsturu edinmeye karar vermiştim. Oldukça da muvaffak olduğum söylenebilir; insanlara bağlanmamak konusunda henüz pek yol katedememiş olsam da, eşyalara ve yerlere -evlere, şehirlere, mekanlara- bağlanmama konusunda fena değilim. 

Bu sebeple artık iyice klişe bir hal almış olan "şehir romantizmi" bana çok uzak... Ankara'nın puslu havasında içilen çaydan vazgeçememek veya bahar vakti İstanbul'un güzelliğine yeniden vurulmak gibi bağlılıklarım yoktur. Yüzyüzeyken Konuşuruz'un şu şarkısında söylendiği gibi "Beni bu kentte tutan boğazı değil, geçmişimdir" neticede. Dolayısıyla adından da anlaşılacağı üzere tam bir Beyoğlu güzellemesi olan Bir Beyoğlu Düşü, bu yönüyle pek bana hitap eden bir kitap olmadı ancak hem Demir Özlü'nün enfes anlatımı, hem de taşıdığı nostaljik atmosfer nedeniyle ziyadesiyle keyifli bir okuma yaşattı...

Demir Özlü, yazar Tezer Özlü'nün ağabeyi. Türk edebiyatında 50 Kuşağı*** olarak adlandırılan kuşağın önemli bir temsilcisi. Pek çok çağdaşı gibi siyasal meselelerle başı derde girmiş, darbe sonrası hapis yatmış. 1979'da İsveç'e yerleşen yazar, 80 darbesinden sonra vatandaşlıktan çıkarılmış ve ancak 1989'da Türkiye'ye dönebilmiş. Yaşamını hala İstanbul ve Stokholm'de sürdürmekte... 

İlk baskısı 1985'te Ada Yayınları'ndan çıkan Bir Beyoğlu Düşü bir anlatı kitabı. Yazarın Beyoğlu, İstanbul -en çok da Tünel Alanı- ile olan ilişkisini irdelediği ve varoluşsal kaygılarını dile getirdiği eseri daha sonra Yapı Kredi Yayınları tarafından Berlin'de Sanrı (1987) ve Kanallar (1991) isimli anlatılarıyla birlikte 2000 yılında yeniden basılmış. Kitabın girişinde Özlü, "Bu anlatının konusu 1963 yılında yayımlanan, Soluma adlı hikaye kitabımda yer alan 'Derine' adlı hikayeden alındı. Anlatı yazılırken, Lautrémont'un Maldoror'un Şarkıları, Ece Ayhan'la, Sabahattin Kudret Aksal'ın, Kavafis'in bazı şiirleri -bellekte kaldığı oranda- zaman zaman yazarın anısında yaşadı." notuyla selamlıyor okuru. Ardından tutuyor elinden, Karaköy'den tünele bindirip, Metro Han'ın yukardaki kapısından çıkartıyor ve Tünel Alanı'nın oraya bırakıveriyor. Gençliğinde evini terk edip burada tek başına yaşamaya başlayan yazarla birlikte yaşanmışlıklarının, kaygılarının, sorgulamalarının izini sürüyor; zaman zaman da muhasebesini yapıyoruz.

Demiz Özlü'nün dili yalın ve akıcı. Ele aldığı konu bakımından sanrılı bir temaya ve metaforik bir anlatıma sahip olmasına rağmen Bir Beyoğlu Düşü oldukça kolay okunan ve insanı, düşüncelere sevk eden bir kitap. Özlü'nün kullandığı dilde dikkatimi çeken bir husus da "anımsamak" yerine "ansımak" kelimesini kullanması oldu; tıpkı kuşakdaşı ve dostu Ferit Edgü gibi... (Bu kelimenin başka yazarlarca da kullanıldığını ve çok da enteresan bir durum olmadığını biliyorum ancak Özlü ile Edgü arasındaki bu bir nevi "ortaklık" benim için kaydedilmeye değer bir nokta.)

Bir Beyoğlu DüşüAtıf Yılmaz imzalı Hayallerim, Aşkım ve Sen isimli efsanevi filmde, kitapla aynı ismi paylaşan bir sekansa da hayat vermiş. Filmi güzel kılan en önemli unsurlardan biri olan bu sahnede; filmin başkahramanı genç senarist Coşkun (Oğuz Tunç), yazdığı Bir Beyoğlu Düşü isimli çalışmasını hayranı olduğu ünlü sinema yıldızı Derya Altınay'a (Türkan Şoray) okuyor. Başlangıcına buradan ulaşabileceğiniz (devamını bulmak da oldukça kolay!) ve Esin Engin'in enfes  bestesiyle insanı derinden etkileyen bu sahneden bir parçayla sonlandırıyorum yazıyı... Keyifli izlemeler! 


Bir Beyoğlu Düşü - Demir Özlü, Ada Yayınları - 67 s.

3 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Okuduktan sonraki görüşlerin de beklenir öyleyse =)

      Sil
  2. Merhabalar;
    Blogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.
    267. takipçiniz benim.
    Bu arada birbirinden güzel hediyeleri olan 3 farklı çekilişim var, kaçırmayın derim, muhakkak beklerim :)
    Sevgiler
    http://whiteglaze.blogspot.com

    YanıtlaSil