Benim De Söyleyeceklerim Var - Umut Sarıkaya

Aslında takip edilmek değil, birisinin benden bir beklentisi olması, onu düşünmemi beklemesi beni rahatsız ediyordu. Zaten hep böyle olmuyor muydu ki; ben ne kadar kurtulmaya çalışsam da, ne kadar aradığım huzuru yalnızlıkta bulduğumu anlatsam da birileri mutlaka benden bir şeyler bekliyor, bir şeyler istiyor ya da istemeye yelteniyordu.
Fıkralar öldüğünden beri -ki takriben 90'ların sonu, 2000'lerin başına tekabül ediyor- bir "karikatür anlatma kültürü" oluştu toplumda: Önce, görsel öğrelerin tasviriyle başlayan (Abi şimdi iki adam bir duvarın önünde yola bakıyorlar, yoldan da bir kadın geçiyor...) ardından konuşma balonları aktarılan (Biri diyor ki... öteki de...) en sonunda ise anlatılan kişinin meseleyi komik bulmaması ama ayıp olmasın diye sırıtma ile "sıssıs" şeklinde gülmek arasında bir tepki vermesi üzerine, anlatanın kendini haklı çıkarmak için suçu hemen teknik yetersizliğe attığı (Ama görmen lazım çizimi, adamların ifadeleri falan...) bir kültür. Şunu kabul edelim ki karikatür anlatmak, fıkra anlatmaktan bile daha zordur. Hiç değilse onda "Bizim bi' Fuat Abi var, ondan dinlemen lazım bu fıkrayı, öyle bir anlatıyor ki gülmekten çenemiz kitlendi resmen!" diyerek sohbeti "fıkra anlatmak ayrı bir yetenek istiyor tabii" veya "o da bir sanat neticede" kıvamında sürdürebilme imkanı mevcut. Karikatür anlatımlarının ardından gelen sessizlikse çok fena... (Bu konuya dair Gülse Birsel'in buradan ulaşabileceğiniz 2005 tarihli "Fıkralar Öldü Mü?" başlıklı  köşe yazısını okumanızı tavsiye edip, mevzuyu kapatıyorum.)

"Nereden çıktı bu karikatür anlatma meselesi?" derseniz, malumunuz, yazarımız Umut Sarıkaya aslen karikatürist. Kariyerine Leman'da başlayan ve son olarak önce Penguen'de ardından Uykusuz'da okumaya devam ettiğimiz genç çizerin İşimdeyim Gücümdeyim başlıklı kitabına bayılmış, pek çoğuna dergilerde veya internette rastladığım karikatürlere tekrar tekrar gülmüştüm. İşte yine aynı iki dergide yayımlanan, kitaba ismini de veren köşe yazılarının derlendiği bir kitap Benim De Söyleyeceklerim Var

Sarıkaya'nın karikatürlerini ne kadar sevdiysem, düz yazılarını o kadar sevmedim. Halbuki yazıları ile karikatürleri arasında pek de fark yok; yine aynı zeka dolu tespitler, yine aynı klişelerle dalga geçme üslubu, yine aynı en beklenmedik anda geliveren absürt tepkiler... Belki ben artık "tespit mizahı"ndan sıkıldım belki de Sarıkaya bana ancak çizgilerinin de gücüyle hitap edebiliyor, bilemiyorum. 

Mizahını vasat, yer yer kendini tekrar edişlerini sıkıcı bulduğum bir kitap oldu Benim De Söyleyeceklerim Var. Sarıkaya'nın karikatürlerinde bayıldığım tespitlerinin yerini ise klişeleşmekten öteye geçemeyen gözlemler almıştı benim gözümde... Tabi bu durumda kitabın ilk basımını 2005'te gerçekleştirmiş olmasının etkisi olabileceğini göz önünde bulundurmakta fayda var.

Lafın kısası; gülmedim. Mizahı bir amaç değil, araç olarak kullanan nice eserde kahkahalar atarken, yegane hedefi insanları güldürmek olan bir kitapta bir iki kere tebessüm etmekten öteye gidememek hayal kırıklığı yarattı şahsımda. Gerçi komiklik göreceli bir kavram; kiminin katıla katıla güldüğüne bir başkası tebessüm bile etmeyebiliyor. Dolayısıyla belki ben fazla müşkülpesentlik ediyorumdur; belki de sevgili B.A'nın şu yazısında belirttiği gibi kendimden bir şeyler bulamadığım için kanım ısınmamıştır, bilemiyorum...

Benim De Söyleyeceklerim VarUmut Sarıkaya, Mürekkep Basın Yayın - 246 s.

6 yorum:

  1. Ben de Sarıkaya'nın karikatürlerini sevip bu kitabını da alıp okumuştum ama kesinlikle katılıyorum, kitabı beni de hayal kırıklığına uğratmıştı...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bağlantı verdiğim yazıda da görmüştüm yorumunu; yalnız olmadığımı bilmek güzel şey =)

      Sil
  2. Ben de karikatürlerini okuyamıyorum, kargacık burgacık geliyor ama okursam gülüyorum o bir gerçek. Nefis detaylar çiziyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı sıkıntıyı ben de yaşamıştım başlarda ama bir süre sonra alışıyor insan; bu sefer de vazgeçemiyor =)

      Sil
  3. ben de bir bakayım , karikatür dönem itibarı ile bağlantılı olduğum ama asla tutkum olamamış bir dal ,:(Ne yazık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karikatürlerinden (İşimdeyim Gücümdeyim) başlamanı tavsiye ederim öyleyse =)

      Sil