Mutsuzluk Kılavuzu - Paul Watzlawick

Yaşamın bir sıfır olmayan toplamlar oyunu olduğunu görmek bize niçin böylesine zor geliyor? Yenilmemek için oyun arkadaşımızı ille de yenmemiz gerektiği saplantısından kurtulduğumuz anda birlikte kazanabileceğimizi niçin görmüyoruz? Ve sıfır toplamlar oyununu alışkanlık haline getirmiş oyuncu için, o büyük rakip ile yani yaşam ile uyum ve barışıklık içinde yaşanabileceğini kavramak bu kadar güç mü?
Mutsuzluk Kılavuzu ismiyle müsemma, nasıl mutsuz olunacağını anlatan bir kitap. Aile terapisti, psikolog, iletişim teorisyeni ve filozof Paul Watzlawick tarafından 1983'de kaleme alınan ve 1993 yılında Türkçe'ye çevrilen Mutsuzluk Kılavuzu, kişinin gündelik hayatını nasıl da kendi elleriyle kabusa çevirdiğini/çevirebileceğini felsefi bir altyapıya dayandırarak mizahi bir üslupla anlatıyor.

Watzlawick, birbirinin kopyası binlerce kişisel gelişim kitabının klişeden öteye gitmeyen mutluluk tariflerini "saçma sapan binlerce reçete" olarak niteleyip, aynı hedefe farklı bir yoldan gitmeyi amaçlamış. Mutsuz olmanın yollarını anlattığı ironik bir güzergah vasıtasıyla mutluluğun genel çerçevesini çizmiş. Elbette burada dünyanın karanlık sürecinin; sistemin düzensiz ve adaletsiz yapısının; insanoğlunun doğaya, diğer canlılara ve en çok da kendi kendisine çektirdiği zulümlerin neticeleri olarak doğan bir mutsuzluk söz konusu değil. Aynı zamanda insanoğlunun mutlak yalnızlığı, varoluşun anlamsızlığı veya ölümün kaçınılmazlığı karşısında muhatap olunan mutsuzluk gibi derin kaynaklar da mevzu bahis değil; aklı başında pek çok insanın farkında olduğu -heyhat uzak durmaktan da bir o kadar aciz kaldığı- mutsuzluk sebepleri ele alınıyor: Aşk acıları, hastalık kuruntuları, geçmişle bitmeyen hesaplaşmalar, başarıyı başkalarının başarısızlıkları üzerine kurmalar, gelecek endişeleri ve benzeri gibi daha gündelik, daha sık karşılaştığımız, daha olağan (?) meseleler üzerine kurulu bir anlatı. 

Netice itibariyle mutluluk formülünü anlattığı için, yola çıktığı "mutsuzluk kılavuzu" olma durumunun yarattığı ironi ve bu ironinin getirdiği dil ziyadesiyle yorucu. Çeviriden kaynaklandığını düşünmediğim bir aksaklık hakim kitaba baştan sona. Cümle yapıları veya kelime seçimleri ele alındığında pek de karmaşık bir yapıyla karşılaşmamamıza rağmen, genel itibariyle metnin sık sık tıkandığı ve akıcılıktan oldukça uzak olduğunu gözlemliyoruz. Bahsettiğim ironik yapının sebep olduğunu düşündüğüm bu özgün -ama nahoş- anlatım tarzına, özellikle ilk başta okuru adeta bezdirse de, zaman içerisinde alışmanın mümkün olduğunu belirteyim. Bu yorucu kısımlarda sık sık Watzlawick'in aynı konu üzerine, aynı yaklaşımla ama ironinin karmaşıklığına bulaşmadan, doğrudan hedefe odaklı bir metnini okuma arzusu duydum. Yine de bu kompleks gidişat, eserin genelinin çözüm aşamasında, yani yazar anlatısını özetler ve tek bir temele dayandırırken, gerekli bilgi birikimine sahip olmamızı ve bahsi geçen meselelere dair daha fazla düşünmüş olmamızı sağlayarak, sonuçta adeta bir aydınlanma etkisi yaşamamıza vesile oluyor. Dolayısıyla bu durumun, kitabın okurda yaratacağı etkiyi büyütmek adına yazar tarafından bilinçli bir şekilde tercih edildiğini düşünmek de bir hayli mümkün...

Gençler, çocuklar için basite indirgenmiş felsefe kitapları yayımlanıyor, malumunuz. (Bu durum oldukça hoşuma gitse de belirtmeliyim ki bazı temel düzeydeki felsefe kitapları "çocuklar/gençler için" diye yaftalanmaz, böylece kimi önyargılı yetişkinlerin okumasının önüne bir nevi engel konmaz ise daha sağlıklı olur düşüncesindeyim. ) İşte Mutsuzluk Kılavuzu da, ele aldığı konulardan ziyade dili ve okurun üzerinde bıraktığı etki itibariyle "yetişkinler/genç yetişkinler için felsefe" niteliği taşıyan bir kitap olarak değerlendirilebilir. Okuyacak olursanız konu kapsamının genişliği itibariyle kendinizden bir şeyler bulmanız kaçınılmaz.


Mutsuzluk Kılavuzu Paul Watzlawick, Ayrıntı Yayınları - 110 s.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder