Ne var ki Kino'nun yüzü, esenlik muştularıyla ışıldıyordu: "Benim oğlum okuma öğrenecek, kitaplar karıştıracak, yazacak da, yazmayı da öğrenecek. Oğlum sayılarla da uğraşacak, onun bunları bilmesi bizi özgürlüğe kavuşturacak o öğrenecek, onun aracılığıyla bizler de öğreneceğiz."
John Steinbeck'in oldukça bilinen bir novella'sı İnci. Hemen herkesin okul yıllarında ya kısaltılmış şekliyle ders kitaplarında ya da ödev olarak okuduğu hikayelerden birisi*.
Meksikalı inci avcısı Kino, karısı Juana ve bebekleri Coyotito bir koy kasabasında fakir ama huzurlu bir hayat sürmektedirler. Bir gün Coyotito'yu bir akrebin sokmasıyla hayatları dönülmez bir yola girer; zaten sınıfsal olarak ayrımcılığa uğrayan aile, yerlilerden oldukları için hor görülmektedirler. Paralarının da olmaması sebebiyle kentin doktoru çocuğu tedavi etmez. Kino umutsuzdur, tanrılara dua eder değerli bir inci bulup para kazanmak için, bulur da... Ancak bu eşsiz inci aileye umutla beraber felaketi de getirir; insanın doğasından gelen aç gözlülüğün, kıskançlığın ve hırsın sonuçları ağır olur.
Steinbeck, "Bu öykü bir kıssaysa, belki de herkes ondan kendine göre bir anlam çıkarıyordur, kendi yaşamını onda yorumluyordur" diyor, her okurun farklı çıkarımlar yapabileceğini kastederek. Sahiden de Kino'yu açgözlü bulup, hırsına yenik düştüğünü düşünenler; sınıfsal ayrımcılığın ve adaletsizliğin dimağda bıraktığı kekremsi tadı hissedenler; paragözlerin insanlıktan nasıl da çıktıklarına şaşıranlar ve daha nice farklı duygu ve düşünceyle İnci'den başka başka dersler çıkartılabilir. Jackson Benson'a göre ise yazarın Carl Jung'ın felsefesine olan ilgisi İnci'yi oldukça etkilemiş zira Steinbeck, İnci'nin öyküsünü "insanoğlunun hırsı, materyalizm ve eşyaların doğal değeri temalarını ele almak için" oluşturduğunu söylemiş. Netice itibariyle Steinbeck, neredeyse çocuk kitabı olarak nitelendirilebilecek kadar basit ve ziyadesiyle didaktik bir eserle oldukça derin bir izdüşüm yaratmayı başarmış.
İnci'nin hikayesi, bir Meksika halk hikayesinden esinlenilmiş; Steinbeck, La Paz isimli kente 1940'ta gerçekleştirdiği bir gezi esnasında duymuş Kino'nun öyküsünü. 1944'te film senaryosu olarak yazmaya başladığı hikaye, kısa haliyle 1945'te Woman's Home Companion isimli dergide The Pearl Of The World (Dünyanın İncisi) başlığıyla yayımlanmış. Kitabın novella uzunluğuna gelmesi ve The Pearl (İnci) ismiyle yayımlanması ise 1947'de gerçekleşmiş. Bu eseri genişletme çalışmaları esnasında yazar sık sık Meksika'ya gidiyormuş zira o esnada eserden uyarlanan filmin çekimleri sürmekteymiş. Senaryosunu yazarın Jack Wagner ile beraber kaleme aldığı La Perla, aynı yıl vizyona girmiş. Kitap ayrıca 2001'de yeniden sinemaya uyarlanmış ancak başrollerinde Luka Haas ve -Harry Potter filmlerinin ilk Dumbledore'u- Richard Harris'in bulunduğu bu kaba uyarlama sinemalarda oynamamış, sadece 2005'te video cd olarak piyasaya sürülmüş.
Sel Yayıncılık'tan Tomris Uyar çevirisiyle okuduğum İnci, biçimsel açıdan basit bir kitap. Şiirsel anlatımı -hele Kino'nun hissettiklerini kulaklarında uğuldayan birer türkü olarak nitelediği kısımlar- ve dokunaklı hikayesiyle etkileyici bir eser.
*Bu "Steinbeck'in Türk eğitim sistemiyle imtihanı" meselesi de bilahare başka bir yazının konusu olabilecek kadar kapsamlı herhalde, buraya not düşmüş olayım.
İnci - John Steinbeck, Sel Yayıncılık - 102 s.
*Bu "Steinbeck'in Türk eğitim sistemiyle imtihanı" meselesi de bilahare başka bir yazının konusu olabilecek kadar kapsamlı herhalde, buraya not düşmüş olayım.
İnci - John Steinbeck, Sel Yayıncılık - 102 s.
İyi bir yazar bu olsa gerek değil mi? Her okur yazdıklarından başka anlamlar çıkarabilmeli. Her okur kendisinden bir şeyler bulmalı. Düz anlatım yazarın hayallerinin sınırlı olduğunu gösterir.
ReplyDelete"İnci" okunması basit bir kitap olmasına rağmen derinliği çok olan bir kitap. Mini romandan çıkarılması gerekli bir dolu dersler var.
Okuduğumda çok etkilenmiştim.
Katılıyorum, ziyadesiyle başarılı bir eser. Bazı kitaplar neden "dünya klasikleri" arasında olduklarını çok net gösteriyor...
Delete