Hayal etmeyi bilmeyenler her şeye inanmaya hazırdır.
Küçükken okuma şansını bulamadığım kimi klasikler ve ilgimi çeken birkaç kitabı saymazsak yaş aldıktan sonra oldukça az çocuk kitabı okuduğum söylenebilir. Burcu Aktaş'ın ikinci kitabı Durmayalım Düşeriz de ikinci kategoriden girdi kitaplığıma, merakımdan dolayı okuduğum bir kitap oldu. İsminin naifliği ve sahiden çok beğendiğim kapağı ile sevgili Aslı Tohumcu'nun buradaki yazısı birleşince ben de okumak istedim.
Hayal gücünün bir nevi kutsallığına inanır mısınız? Ben inanırım: Ne büyük etkiler yaratabileceğini, ne dramatik senaryolar yazabileceğini, insanları nasıl da farklı kılabileceğini biliyorum. Öyle ki hayal gücünü yitirmeyen insanların "iyi insanlar" olacağına dair beklentilerim vardır. Hatta bundandır; çocuklardan gayrı tek gerçek hayal gücü sahipleri, sanatçılar, çokça hayal kırıklığına uğratmıştır beni.
Durmayalım Düşeriz, kimi benim diyen polisiyelere taş çıkarır cinsten bir sürükleyiciliğe sahip. Yokuşpaşa sakinleri, kaybolan kızı Asuman için feryat eden İzzet'in acı çığlığıyla yağmurlu bir sabaha uyanıyorlar. Evlerinin kapıları birbirine bakmasına rağmen gerekmedikçe sohbet etmeyen, komşuluk bir yana arkadaşlıktan dahi sakınan Yokuşpaşalılar, İzzet ya da kızının iyiliğinden çok, dizginleyemedikleri meraklarından dolayı bu garip kaybolma hikayesinin ardına düşüyorlar. Araştırmaları sürer, garip olayların ardı arkası kesilmezken, yavaş yavaş mahalle hayatının canlanışına şahit oluyor ve yokuş aşağı, hiç durmadan akan bir hikaye okuyoruz biz de, Nalan Alaca'nın enfes çizimleri eşliğinde...
Bu heyecanlı kurgunun yanında, hayal gücünün bahsettiğim türden kutsallığı da hikayemizin fonuna eklendiğinde dört başı mamur bir çocuk kitabı çıkmış ortaya. Kitabın ismi gibi, Yokuşpaşa sakinleri de naif insanlar; Zemin Kat Kemal, Bakkal Osman, Şaşa, Asuman'ın arkadaşları Özge ve Tahsin hatta mahallenin kedisi Meze... Bütün bu (artık nostaljik mi demek gerek, bilemiyorum) safiyet, ister istemez bizim neslin son demlerini yakaladığı sokakta oyun oynamanın, mahalle yaşamının güzelliğini anımsatıyor. Hepsi bir yana, en çok da yarattığı merak ve akıcılığı ile sadece çocuklara değil, herkese hitap eden bir kitap Durmayalım Düşeriz.
Söyleyecek pek fazla söz yok; yaşlanmış ama büyümemişseniz, hayal gücüne ve hayal gücünüze inancınızı yitirmediyseniz severek okuyacağınız bir kitap. Hediye edeceğiniz, okuyacağınız bir çocuk da varsa etrafınızda, ne âlâ!
Durmayalım Düşeriz - Burcu Aktaş, Doğan Egmont Yayıncılık - 92 s.
Özledim ben de o naif günleri, okuyarak birazcık da olsa özlemi gidermeye çalışıyoruz, değil mi?
ReplyDeleteKesinlikle! Hatta Mahallenin Muhtarları, Bizimkiler, 7 Numara gibi birliğin güzelliğini anlatan, naif dizileri dahi özlüyorum kimi zaman =)
Delete