Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar (Sözlük)

Buradaki yazıda da belirttiğim üzere Saatleri Ayarlama Enstitüsü -yazıldığı dönemin bir neticesi olarak- eski kelimelerin hakim olduğu bir eser. Bütüne baktığımızda; bu, günümüzde kimi hiç kullanılmayan, kimi nadir kullanılan kelimeler büyük bir problem teşkil etmese de, anlamlarını bilmeyenler için zaman zaman bazı cümlelerin anlaşılmasını güçleştirir nitelikte. 

İşte ben de yine bu durumdan vazife çıkarıp, bu kült eseri henüz okumamış olanlar ya da yeniden okumayı planlayanlar için eski kelimeleri ve anlamlarını paylaşmak istedim. Bir nevi amme hizmeti de diyebiliriz...385 kelimeyi bulan bu  liste, bu sefer beni oldukça zorlayan bir iş olmuş olsa da, yeni kelimeler keşfetmenin hazzı ve insanlara bir nebze olsun yardımcı olabileceğim düşüncesi beni memnun etti. 

Faydalı olması temennisiyle "Saatleri Ayarlama Enstitüsü Sözlüğü"ne ulaşmak isteyenleri yazının devamına alalım.




Aciz: 1.Beceriksizlik 2.Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük
Akar: Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk, akaret
Akide: İnanç
Aksülamel: Tepki, reaksiyon
Alelumum: Genel olarak, genellikle
Alemi menam: Uyku alemi, rüya alemi
Ameliye: Uygulama
Armada: Donanma
Asri: Çağdaş
Azletmek: Bir kişiyi görevinden almak, uzaklaştırmak
Barem: Devlet memurlarının maaşlarının derece ve tutarlarını düzenleyen sistem ve çizelge
Basübadelmevt: Diriliş
Bedahet: 1.Besbelli, apaçık olma durumu 2.Bir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği
Behemehâl: Her hâlde, ne olursa olsun, ne yapıp yapıp, mutlaka
Benirlemek: (belinlemek) Birden uyanarak çevresine korku ile şaşkın şaşkın bakmak, irkilmek
Bermutat: Alışılagelen biçimde, her zaman olduğu gibi
Beşaret: Sevindiren haber, sava, müjde, beşaret, muştu
Beşeri: İnsanla ilgili
Beynelmilel: Uluslararası
Bezirgân: 1.Tüccar 2.Alışverişte çok kâr amacı güden kimse
Biçare: Çaresiz
Binaenaleyh: Bundan dolayı, bundan ötürü, bunun için, bunun üzerine
Bittabi: Doğal olarak, tabiatıyla, tabii, elbette
Buut: Uzunluk
Cenup: Güney
Cevdet: İyilik, güzellik, haslık, olgunluk, kusursuzluk, tazelik
Cihet: Yön, yan, taraf
Cürüm: Yanlışlık, kusur veya hata
Çakır pençe: Tuttuğunu koparan, giriştiği veya ele aldığı her işi başaran, becerikli
Çalak: 1.Eline ayağına çabuk, atik, çevik 2.Eline ayağına çabuk, atik, çevik
Çapaçul: Kılığının veya eşyasının düzgün ve temiz olmasına özenmeyip düzensizlik içinde yaşayan, pasaklı
Çarnaçar: İster istemez
Çatana: Filika büyüklüğünde, islimle işleyen deniz teknesi, küçük vapur, istimbot
Çırağ: 1.Osmanlı hareminde yetişmiş genç kızların saray dışına, istanbul ya da civardaki illere gelin olarak verilmesi 2.Mum, kandil, lamba vb. ışık veren araç, çırağ.
Çolpa: 1.Ayağı sakat olan 2.Beceriksiz, eli işe yakışmayan, acemi
Daüssıla: Yurt özlemi
Dekovil: Ray aralığı 60 santimetre veya daha az olan, araçları buhar, hayvan veya insan gücüyle yürütülen küçük demiryolu
Delalet: Kılavuzluk
Desise: Aldatma, oyun, düzen, hile, entrika
Dessas: Düzenci
Dılı: Kenar, köşe
Dimağ: 1.Beyin 2.Zihin
Dirayet: 1.İnce şeyleri kavrayış 2.Zeka 3.Beceriklilik
Efkârı umumiye: Kamuoyu
Efrat: Bireyler, fertler
Ehemmiyet: Önem
Eleğimsağma: Gökkuşağı
Esbab-ı mucibe: Gerkeçe
Esbap: Sebepler, nedenler
Esham: 1.Paylar, hisseler 2.Borç alınan bir paranın belirli zamanda ödeneceğini gösteren senetler
Eshel: Çok kolay, daha kolay
Evkaf: Vakıf mallarını yöneten kuruluş
Eyyamı bahur: Ağustos ayının ilk yedi gününe verilen isim
Ezcümle: Kısaca, özet olarak, özetle
Fahri: 1.Onursal 2.Gönüllü, karşılıksız
Faş: "Gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek" anlamlarındaki faş etmek, "belli olmak, açıklanmak, ortaya çıkmak" anlamlarındaki faş olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
Fatalizm: Yazgıcılık
Fazilet: Erdem
Fehva: Kavram, terim, deyim
Fermanferma: Padişah, komutan, buyrukçu, buyruk veren, emredici
Feveran: 1.Fışkırma, kaynama 2.Birdenbire öfkelenme, köpürme, parlama
Filhakika: Gerçekten, doğrusu, hakikaten
Firuze: Küpe ve yüzük taşı gibi süslemede kullanılan, mavi renkli, saydam olmayan hidratlı doğal alüminyum ve fosfattan oluşan değerli bir mineral
Fistan: Tek parça kadın giysisi
Fokstrot: Dört tempolu bir dans
Frijider:  Buzdolabı
Galebe: 1.Yengi 2.Üstünlük, çokluk
Garabet: Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık
Girgin: Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen, pısırık karşıtı
Gudde: (anatomi) Beze
Hacalet: Utanç
Haddizatında: Aslında
Halayık: Kadın köle, cariye
Halis: Katışık olmayan, katışıksız, saf
Halita: Birden çok ögeden oluşmuş karmaşık bir bütün. Alaşım
Hamakat: Ahmaklık
Hançere: (anatomi) Gırtlak
Hasbi: 1. Gönüllü ve karşılıksız yapılan 2.Sebepsiz yere
Hasis: 1.Cimri 2.Bayağı, insani küçülten, değersiz
Haslet: İnsanın yaradılışından gelen özellik, huy
Hassa: Özellik
Helecan: Kalp çarpıntısı, çırpıntı
Hendesi: Geometrik
Heyula: Korkunç hayal
Himmet: 1.Yardım, kayırma 2. Çalışma, emek, gayret 3. Lütuf, iyilik, iyi davranma
Hodbin: Bencil
Hora: Birçok kişi tarafından el ele tutuşarak oyun müziği eşliğinde oynanan bir halk oyunu
Hotoz: Kadınların süs için saçlarının üstüne taktıkları, çeşitli renk ve biçimde yapılmış küçük başlık
Huddam: Hizmet edenler
Hulasa: Kısaca
Huruç: 1.Çıkma, çıkış 2.Göç
Hususi: Özel, özel olarak, özel bir biçimde
Iskat: 1.Düşürme, aşağı atma 2.Düşürülme 3.Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka
Istılah: 1.Terim 2. Herkesin anlayamayacağı anlamda kullanılan söz
İçtimai: Toplumsal
İçtimaiyat: Toplum bilimi
İdadi: Lise derecesindeki okul
İhtilas: Bir malı açıkça sahibinden veya evinden hızla kapıp alma
İkbal: 1.Baht açıklığı veya yüksek bir makama, duruma erişmiş olma durumu 2. İstek, arzu
İkmal etmek: Bitirmek, tamamlamak
İktifa: Yetinme
İktiza: Gerekli olma, gerekme
İlga: Bir şeyin varlığını ortadan kaldırma
İlm-i Havas: Dua ile sağaltım ilmi
İlmi Huruf: Harflerden mana çıkarıp tefsir etmek ilmi
İlmi Simya: Elementleri altına çevirmek isteyen bir iş alanı
İltica: Sığınma
İltihak: Katılma
İmperataif: (fr.) Emir kipi
İnhisar: Tek başına sahip olma
İnsiyak: İçgüdü
İntibak: 1.Uyum 2.İki şeyin ölçülerinin birbirini tutması
İntizaren: Bekleyerek
İptidai: 1.İlkel 2.İlkokul
İsnat: 1.Bir düşünceyi, bir konuyu bir kişi veya sebebe dayandırma, yükleme, atfetme 2.Karacılık, iftira
İstidat: Yetenek
İstihkar: Hor görme, aşağılama
İstihsal: 1.Elde etme 2.Üretim
İstihza: Gizli veya kinayeli bir biçimde alay
İstirdat: Geri alma
İstitrat: 1.Sırası gelmişken söylenen söz 2.Anlatıma eklenmesi istenen söz
İştiha: İştah
İştirak: 1.Ortaklık, ortak olma, paydaşlık 2.Bir işte yer alma, paydaşlık etme 3.Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım
İtikat: İnanma, inan, inanç
İtisaf: Doğru yoldan sapma, yolsuzluk, hakkaniyetsizlik
İtiyat: Alışkanlık
İttihaz etmek: 1.saymak, tutmak, ... olarak görmek 2.almak, gerekeni yapmak
İzzetinefis: 1.Öz saygı 2.Kişinin kendine verdiği değer
Kabil: Olanaklı
Kani: Kanmış, inanmış
Kariha: Düşünme gücü
Karoser: Otomobilde, mekanizmayı oluşturan motor, makine, tekerlek, şasi vb. bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölüm
Kayser: Roma ve Bizans imparatorlarına verilen san
Kayyum: Cami hademesi
Kerime: Kız evlat
Kıblenüma: Kıble yönünü göstermek için, bulunulan yere göre özel işareti olan pusula
Kifayet: 1.Yeterli miktarda olma, yetme, kafi gelme 2.Bir işi yapabilecek yetenekte olma, yeterlik
Konkur: Yarış, yarışma
Lağvetmek: Bir kuruluşu kaldırmak, işleyişine son vermek
Lalettayin: 1.Herhangi bir 2.Sıradan
Laterjik: Koma benzeri durum
Latif: Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan
Layiha: Herhangi bir konuda bir görüş ve düşünceyi bildiren yazı
Lenger: Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap
Levazım: Değişik iş kollarında gerekli olan şeyler, araç ve gereçler
Liyakat: 1.Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim 2.Kifayet
Lup: Bir tür büyüteç
Madrabaz: Hile yapan kimse
Mahal: Yöre
Mahir: 1.Becerikli, yetenekli 2.Uzman, işini iyi bilen, usta
Mahsup: Hesap edilmiş, hesaba geçirilmiş
Maiyet: Üst görevlinin yanında bulunan kimseler, alt kademedekiler
Mamafih: Bununla birlikte
Manivela: 1.Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol 2.Kaldıraç
Maruf: Herkesçe bilinen, tanınan, belli, sanlı
Mastor: Çok sarhoş, mastur
Matbuat: Basın
Maya: Arsız, utanmaz kimse
Mazbut: 1.Ele geçirilmiş, zapt edilmiş 2.Bir yere yazılmış, deftere geçirilmiş 3.Unutulmamış, hatırda kalmış 4.Düzenli, düzgün, beğenilen
Meczup: Aklını yitirmiş kimse, deli
Meğerki: İstek veya emir kipinde olan ve biri diğerini engelleyecek durumda bulunan iki cümleyi birbirine bağlayan bir söz "Bu iş bitmeyecek meğerki siz de yardım edesiniz."
Mekkâre: Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan at, deve, katır vb. hayvanlar
Melekâti akliye: Aklî melekeler, beyinsel-zihinsel yetenekler
Menafiülaza: Fizyoloji
Menhus: Uğursuz
Merhale: Derece, basamak, aşama, evre
Mesnet: 1.Dayanak 2.Mevki,makam
Meşrep: 1.Yaradılış, huy, karakter, mizaç 2.Davranış biçimi
Metanet: Metin olma, dayanma, dayanıklılık, sağlamlık
Metih: Övgü
Meyus: Üzgün, karamsar
Mezbele: Aşağılık ve kötü durum
Meziyet: Bir kişiyi veya nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik
Mihanik: Mekanik
Mihnet: Sıkıntı
Mihver: 1.Eksen 2.Önemli
Miyar: 1. Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü 2.Ölçüt, ölçü 3.Kimyada ayıraç
Mizan: 1.Tartı, ölçü aleti 2.Ölçü
Monizm: Tekçilik
Muaddel: Değiştirilmiş, değişikliğe uğramış, değişkin
Muamelat: 1.İşlemler 2.Davranışlar
Muarız: Karşı koyan, karşı çıkan
Muasır: Çağdaş
Muaşaka: Aşıktaşlık
Muattal: 1. İşlemez, kullanılmaz duruma gelmiş 2. Boş, işsiz
Muayyen: 1.Belirli 2. Bilinen
Muazzep olmak: Acı, azap çekmek
Mucip: Gerektirici
Muganniye: Kadın şarkıcı
Muhacir: Göçmen
Muhakeme: Bir sorunu çözmek için çıkar yol arama
Muhal: Olamaz, olmaz, olmayacak, olması, gerçekleşmesi olanaksız
Muharrir: Yazar
Muhasara: 1.Kuşatma 2.Çevirme
Muhasip: Sayman
Muhassala: Elde edilen sonuç
Muhayyile: Hayal gücü
Mukabil: 1.Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan 2.Bir şeyin karşısında bulunan 3.Karşılıklı 5.Rağmen
Mukadder: Yazgıda var olan, yazgı ile ilgili olan, alında yazılı olan
Mukaddime: 1.Ön söz 2.Bir olayın başlangıcı
Munis: 1.Cana yakın, uysal, sevimli 2.Uygun 3.Alışılan, alışılmış, yabancı olmayan
Murakabe: 1.Denetleme 2.Tasavvufta Tanrı’ya bağlanarak çile doldurma
Murdar: 1.Kirli, pis 2.Dini kurallara uygun olarak kesilmemiş olan 3.Cinsel birleşmeden sonra yıkanmamış (kimse)
Musikişinas: Müzikle uğraşan
Mustarip: Istırap ve acı çeken
Muteber: 1.Saygın, itibarı olan, hatırı sayılır, sözü geçer 2.Güvenilir 3.Değerli
Muttasıl: 1.Bitişik, yan yana olan 2.Aralık vermeden, aralıksız, durmadan, biteviye
Muvaffak: Başarmış, başarılı kimse
Muvakkat: Geçici
Muvakkithane: Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimsenin (muvakkit) görev yaptığı yer
Muvazaa: Danışık, danışıklık
Muvazene: Denge
Muztar: Bir işi yapmak zorunda kalan, zorunlu
Mücessem: 1.Cisim durumunda olan 2.Soyut kavramlar için somut bir varlıkta tam olarak belirmiş olan
Müeyyide: Yaptırım
Müflis: Batkın
Mükellef: 1.Yükümlü 2.Eksiksiz, özenli bir biçimde yapılmış
Mükrim: İkramcı
Mültefit: İltifatkar
Münevver: 1.Aydın 2.Aydınlatılmış
Müphem: 1.Belirsiz 2.Açık ve belirgin olmaksızın
Müsamaha: 1.Hoşgörü 2. Görmezlikten gelme, göz yumma
Müsavi: Eşit
Müspet: Olumlu
Müstahdem: Odacı
Müstait: Doğuştan yetenekli, kabiliyetli olan
Müstakil: 1. Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız 2. Kullanış yönünden belli kişi veya kişiler için ayrılmış olan
Müstehlik: Tüketici
Müsterih: Bütün kaygılardan kurtulup gönlü rahata kavuşan, içi rahat olan
Müstesna: 1.Benzerlerinden üstün olan, benzerleri az bulunan 2. bütünün veya kuralın dışında olan 3.Kural dışı 4. Dışında, ayrı, hariç tutularak
Müşahede: 1.Görme 2.Gözlem
Müşahit: Gözlemci
Müşir: 1.Yazı ile bildiren, haber veren / 1.Mareşal
Müşkülat: Güçlük, güçlükler, zorluklar
Müştemilat: Eklentiler
Mütalaa: Herhangi bir konu üzerinde ayrıntılı düşünme ile oluşan görüş ve yorum
Mütebessim: Gülümseyen, güleç
Müteessir: 1.Üzülmüş, üzüntülü 2.Etkilenmiş
Mütehallik: Sahip olmak, doğuştan sahip olmak
Mütehassıs: Uzman
Mütereddit: Tereddüt eden, çekingen, kararsız, ikircimli (kimse)
Müverrih: Tarih yazan kimse, tarihçi
Nahiv: Söz dizimi
Namütenahi: Sonsuz, ucu bucağı olmayan
Necabet: Temiz soydan gelme, soyluluk
Nefy: Sürgün etmek. Birisini kendi rızası olmadan, bir yerden başka bir yere nakletmek, sürmek
Neşretmek: 1.Yaymak, dağıtmak, saçmak 2.Yayımlamak
Neşriyat: Yayın
Nezaret: 1. Bakma, gözetme, gözetim 2.Gözaltı 3.Nezarethane 4.Bakanlık
Nezretmek: Adamak
Nezt: Göre, nazarında, fikrince
Nısbi: Nispi, göreceli
Nimet naşinas: İyilik bilmeyen, nankör
Nizamname: Tüzük
Öd ağacı: Dulaptal otugillerden, tropik bölgelerde yetişen, dinî törenlerde yakılan ve yanarken güzel koku veren, odunu ve kabuğu hoş kokulu bir ağaç
Ökse: 1.Ökse otu saplarından veya çobanpüskülü kabuklarından çıkarılan yapışkan macun 2.Erkekleri kendine bağlamasını bilen alımlı kadın
Pandül: Sarkaç
Pasyans: İsmi Fransızca ‘patience’tan gelen bir iskambil oyunu çeşidi; solitaire
Pavyon: Bir kuruluşun, bir kurumun, bir bahçe içindeki yapılarından her biri
Pederasti: (bkz: pederasty)
Peşkir: 1.Genellikle pamuk ipliğinden dokunmuş ince havlu 2.Yemek yerken kullanılan, el kurulanan, büyük mendil biçiminde pamuk veya keten bez, peçete
Peyke: Genellikle eski iş yerlerinde bulunan, duvara bitişik, alçak, tahta sedir
Pilpaye: (mimarlık) Filpaye, fil ayağı
Rana: Güzel, hoş latif, parlak
Redingot: Arkası yırtmaçlı, etekleri uzun, çift sıra düğmeli, resmî erkek ceketi
Refika: Eş, karı
Refulman: Bilinçten bilinçdışına bastırma işi, “repression”
Remz: 1.Bir sözü açıktan söylemeyip anlamı onu hatırlatan başka sözle anlatma, telvih 2.Sembol, işaret
Ricat: Vazgeçme
Rokoko: XVIII. yüzyılın başında Fransa'da çok geçerli olan, kavisli çizgileri bol, gösterişli bir bezeme üslubu
Ruhaniyet: Ölmüş kutsal bir kimsenin, bir inanışa göre sürüp gitmekte bulunan manevi gücü
Sadakor: Düz dokunmuş, açık saman renginde bir tür ipek kumaş
Sakıt: 1.Düşen, düşmüş 2.Hükmü kalmamış, eski önemini yitirmiş
Salah: Düzelme, iyileşme, iyilik
Salahiyet: Yetki
Salaş: 1.Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân 2.Tahtadan yapılmış (baraka) 3.Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen
Sarf: 1.Harcama, tüketme, kullanma 2.Dil bilgisi, yapı bilgisi
Sarfınazar: 1.Saymama, dikkate almama 2.Vazgeçme
Sarih: Açık, kolay anlaşılır, belli, belirgin, belgin
Sarraf: 1.Kuyumcu 2.Mesleği, değerli kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kimse
Satıh: 1.Yüzey 2.Görünen bölüm
Savat: Gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara nakış
Sayvan: 1.Güneşten, yağmurdan korunmak için veya süs olarak bir şeyin üzerine çekilen dam saçağı gibi düz veya eğimli örtü 2.Evlere bitişik, önü açık, direkler üzerine oturtulmuş, üzeri örtülü yer
Sebat: Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme
Sentaks: Söz dizimi
Sergüzeşt: Macera
Seyit: Bir topluluğun ileri gelen kişisi
Seyran: Gezme, gezinme
Simsar: Komisyoncu
Sirayet etmek: 1.Hastalık başkalarına geçme, bulaşma 2.Yayılma, dağılma
Somaki: Kızıl veya yeşil renkte, damarlı ve çok sert bir porfir türü mermer
Sülün: Sülüngillerden, kuyruğu çok uzun, eti yenilen bir kuş
Şark: Doğu
Şayanı dikkat: Dikkate şayan; ilgi çekici, ilgiye değer
Şecere: Soyağacı
Şimal: Kuzey
Tabiye: Taktik
Tadil: Değişiklik
Tafsilat: 1.Ayrıntı 2.Ayrıntılı açıklama
Tahakkuk: Gerçekleşme, yerine gelme
Tahkik etmek: Soruşturmak
Tahkikat: Soruşturma
Tahrif: Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme
Tahsisat: Bir kimseye, bir kuruluş veya topluluğa ayrılmış para, ödenek
Takdis: Kutsal sayma, kutsama
Takibat: Kovuşturma
Takriben: Aşağı yukarı, yaklaşık olarak
Taksimat: 1.Bölüntüler 2.Bölme, bölüştürme işleri
Talakat: Kolayca düzgün söz söyleme durumu
Tali: İkinci derecede olan, ikincil
Talik: 1.Asma, yukarı kaldırma 2.Bir işin yapılmasını herhangi bir şarta bağlı tutma 3.Belli bir zamana bırakma, erteleme 4.Arap alfabesinde geliştirilen, yatık olarak yazılan yazı türlerinden biri
Tamim: 1.Genelge, sirküler 2.Genelleme
Tanzim: 1.Sıraya koyma, sıralama 2.Düzenleme, düzen verme, yoluna koyma
Tarafeyn:  İki taraf
Taraş: Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar
Tarik: Yol
Tariz: Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, taşlama
Tarziye: Yapılan kötü bir davranış için özür dileme, gönül alma
Tasavvur: 1. Göz önüne getirme, hayal etme, zihinde canlandırma 2.Tasarım 3. Düşünce, amaç, niyet, maksat, plan
Tasdik: 1.Doğrulama 2.Onay, onaylama
Tasfiye: 1.Arıtma, ayıklama, temizleme 2.Bir ticaret kuruluşunun batması, kapanması vb. sebepler üzerine hesapların kesilmesi, alacaklılara, ortada kalan mal ve paradan paylarına düşen miktarın verilmesi, likidasyon 3.Türlü sebeplerle birçok kimsenin görevine son verme
Tashih: Düzeltme, düzelti
Tatbik etmek: Uygulamak
Tavzih: Açıklama, aydınlatma
Tazir: 1.Azarlamak 2.Cezalandırma
Tazyik: 1. Sıkıştırma, darlaştırma 2.Manevi baskı, zorlama, zarara sokma
Tebdil eylemek: Değiştirmek
Teberrüken: Uğur sayarak, mutlu olsun diye
Tecerrüt: Her şeyden uzaklaşma, sıyrılma, soyutlanma
Tecessüs: 1. Belli etmeden kendini ilgilendirmeyen şeyleri öğrenmeye çalışma 2. Merakını gidermeye çalışma, görme, anlama merakı
Teessür: 1.Üzüntü 2.Duygulanım
Teessüs: 1.Kurulma, ortaya çıkma 2.Yerleşme, temelleşme, kökleşme
Teferruat: Ayrıntı
Tefrika: 1.Gazete veya dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi 2.İkilik
Tefsir: 1.Yorumlama 2.Yorum
Tekâmül: 1.Olgunluk, olgunlaşma 2.Gelişim, gelişme
Tekdir: Azarlama, paylama
Tekzip: Yalanlama
Telakki: 1.Anlayış 2.Kabul etme, sayma
Telkin: Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama
Temessül: Benzeşme
Tenazur: Bakışım; iki veya daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu, simetri
Tenkit: Eleştirme, eleştiri
Tensikat: 1.Düzenlemeler, düzen vermeler 2.Bir iş yerinde kadro düzenlemeleri
Tenzilat: İndirim
Terakki: İlerleme, yükselme, gelişme
Terane: 1.Ezgi, makam, nağme 2.Çok tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz
Terkip: Birleşim, birleştirme, bir araya getirme
Teşekkül etmek: Belirmek, belli bir biçim almak, oluşmak
Teşrin: Yılın onuncu ve on birinci aylarına verilen ortak ad
Teşyi etmek: Uğurlamak, geçirmek
Tetkik: 1.İnceleme 2.Araştırma
Tevdi etmek: Bırakmak
Tevekkeli: Boşuna, boş yere, sebepsiz olarak
Tevkif: 1.Durdurma 2.Bir suç dolayısıyla birini tutuklama
Tezyif: 1.Bir şeyi değersiz, adi, bayağı, aşağılık göstermeye çalışma, küçültmek isteme 2.Alay etme, eğlenme
Tirşe rengi: Yeşil ile mavi arası renk
Töhmet: Birine yüklenen, işlenildiği sanılan fakat henüz aydınlanmamış olan suç, suçlama
Tröst: Aynı alanda iş yapan çeşitli ortaklıkların hisse senetlerinin, bir denetim teşkilatına teslim edilmesi ve yönetimin bir teşkilatı yöneten gruba aktarılmasıyla oluşan, tekelci sermayedarlığa dayanan ortaklıklar birliği
Uhrevi: Öbür dünya ile ilgili, ahiret ile ilgili, dünyevi karşıtı
Vakar: Ağırbaşlılık
Vakıa: 1.Olgu 2. Gerçi, her ne kadar
Vaveyla: Çığlık
Vehim: Kuruntu
Velut: 1.Doğurgan 2.Çok eser ortaya koyan, verimli
Verese: Mirasçılar
Vesayet: Vasilik
Vesvese: Kuruntu
Vido: Oyunda kazanılacak parayı iki katına çıkarma
Visal: Kavuşma
Vuzuh: Açık olma durumu, açıklık, aydınlık
Yeis: Umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü
Yeknesak: Tekdüze
Zani: Zina yapan erkek
Zaruret: 1.Zorunluluk 2.Gereklilik 3.Sıkıntı, yoksulluk, fakirlik
Zaviye: Anlayış, görüş, bakış açısı
Zecri: Zorlayıcı, zorlayan, yasaklayan
Zelil: Hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
Zem: Bir kimseyi kötüleme, yerme, yergi
Zemberek: Saatlerin çeşitli parçalarını harekete geçiren bölüm, yay
Zevç: Koca
Zifaf: Gerdek

59 comments:

  1. Mükemmel bir kaynak olmuş, kitabı okurken mutlaka yararlanacağım. Teşekkürler...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Umarım faydalı olur ve okuma zevkinizi arttırır =)

      Delete
  2. Çok emek verilerek hazırlanmış. Eline sağlık Tankut. Harika bir çalışma olmuş.

    ReplyDelete
  3. Tanpınar'ın kelimeleri ne güzelmiş. Eskinin derinliği bir yanda bugün kullanılan kelimelerin yavanlığı, sığlığı, odunluğu beri yanda.

    Listede bir tane boş geçilen var kelime var ki pek manidar.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Sahiden imrenmemek, o döneme gıpta etmemek çok zor.

      Eksik kelime konusunda; gayesi olan bir hareket değildi, gözden kaçmış ancak fark etmiş olmanız beni çok şaşırttı =) Teşekkür ederim, hemen düzelttim.

      Delete
  4. AnonymousJune 23, 2013

    Çalışmanız için teşekkür ederim.Emeğinize sağlık.

    ReplyDelete
  5. Emeğinize ve yüreğinize sağlık,çok yararlı bir kaynak olmuş..Elimde kitap harici birde sözlükle dolşıyordum;) teşekkürler;)

    ReplyDelete
    Replies
    1. İşe yarıyorsa ne mutlu, iyi okumalar dilerim =)

      Delete
  6. olmamaış admin kardeş...

    ReplyDelete
  7. Merhaba. Cok guzel bir calisma olmus, elinize saglik. Link verebilir miyiz bu calismaya? Sevgiler, Berk Imamoglu

    ReplyDelete
    Replies
    1. Tabi ki paylaşabilirsiniz, yorumunuz için teşekkür ederim...

      Delete
  8. AnonymousJune 21, 2014

    cok tesekkur ederim okurken cok zorlaniyordum.ama bence bu sozlugu yayinevine de gonderseniz bence ortaya guzel bir calisma cikar.bu da benden bi oneri tekrar tesekkurler,elinize saglik

    ReplyDelete
    Replies
    1. AnonymousJune 21, 2014

      belirtmeyi unutmusum sozlugun kitabin bitiminde de bir ornegi olsa isteyen baksa demek istemistim :)

      Delete
    2. Saolasın Tankut çok güzel bir çalışma olmuş beni büyük bir uğraştan kurtardın:) ayrıca yukardaki arkadaşa katılıyorum gönder yayınevine çok yardımcı olur bu sözlük okurseverlere

      Delete
    3. Ne mutlu faydası oluyorsa; okurken yokluğunu aramıştım, başkaları aramasın diye naçizane bir çalışma işte... Yayınevi sık sık bağlantı vermişti o zamanlar bu yazıya; öyle bir niyetleri olsaydı iletişime geçerlerdi muhtemelen =)

      Delete
  9. Bu kitaba özel sözlük hazırlamaya başlamıştım, 40. sayfaya kadar geldim. Kelime araken bu sayfaya denk geldim, beni büyük zahmetten kurtarmış oldunuz.

    Bu işi yayınevinin yapmış olması gerekirdi.

    ReplyDelete
    Replies
    1. İşinize yaramasına sevindim, erken fark etmeniz güzel olmuş zira ben de okurken büyük eksikliğini hissetmiştim =)

      Yayınevinin politikasıyla ilgili bir tercih sanıyorum ki kitapta yer almaması, bazı yayınevleri eski kelime bolluğu olan kitaplara sözlük ekliyor zaman zaman, bilemedim...

      Delete
  10. Elimdeki baskıda "çırağ" kelimesi 39. sayfada geçiyor ve bu sayfada anlam aşağıdaki şekilde olmalıdır. Sözlüğü buna göre güncellemenizi öneririm.

    Çırağ: osmanlı hareminde yetişmiş genç kızların saray dışına, istanbul ya da civardaki illere gelin olarak verilmesi

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkür ederim bilgilendirme için, güncellemeyi gerçekleştirdim.

      Delete
  11. İlkin 1964 yılında okumuştum bu romanı. Sn. Yıldız , romanın daha anlaşılabilir olması
    yönündeki çalışmalarınızı ve başarılarınızın devamını dilerim . Çetin Kayaalp 15.1.2014
    Ankara .

    ReplyDelete
    Replies
    1. Çok teşekkür ederim, nice keyifli okumalarınız olsun...

      Delete
  12. Merhabalar, sayenizde kitabı okumak daha zevkli olacak, çok teşekkürler.

    Saygılarımla

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gönderinin işe yaramasına çok seviniyorum gerçekten, keyifli okumalar dilerim.

      Delete
  13. Bende dün aldım bu kitabı ve şans eseri bloğunuza rastladım. Emeğiniz için çok teşekkürler..Birde kitapçıda rastladığım bir kitapsever bu kitabı okumanın bir zamanı vardır dedi. Umarım benim için doğru zamandır:)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Evet, gerçekten bir zamanı vardır Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün ama en güzel yanı, hangi zamanda okursanız okuyun farklı bir şekilde etkileyecek olmasıdır sizi. Yani "doğru" bir zamanı yoktur, sadece bir zamanı vardır =) Keyifli okumalar dilerim.

      Delete
  14. Kitaba başlamadan bu kaynağa ulaşmam harika oldu instagramda bir okur bahsetmişti böyle bir sözlük blog olduğundan çok iyi oldu. emeğinize sağlık. ayrıca İhsan Oktay Anar kitapları için de aynısını yapmanız harika olmuş. ben de hep elimde sözlük kitabın yanına anlamlarını yazardım. Teşekkürler

    ReplyDelete
  15. Şu an kitabın 75. sayfasındayım ve bu işi kendi kendime yapmaya çalışıyordum.. Sonra aklıma geldi google da arama yaparken bu paylaşımı gördüm, büyük emek işi gerçekten çok teşekkürler.

    ReplyDelete
  16. Uyanıklık yaparak kitabı okumadan önce acaba böyle bir sözlük var mıdır diye düşünerek (ki kitaba özgü olacağını tahmin etmemiştim) blogunuza denk geldim. Elinize, emeğinize sağlık muhteşem olmuş.!!!

    ReplyDelete
  17. Ellerinize sağlık, çok anlamlı bir çalışma olmuş.

    Vâkıâ kelimesi, kitap boyunca hemen her seferinde burada belirttiğiniz "olgu" anlamıyla değilde "gerçi, her ne kadar" anlamlarıyla kullanılmış. Küçük bir katkı olarak kabul edin lütfen.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkür ederim, çok naziksiniz. Kelimeyi de güncelledim hemen, elinize sağlık...

      Delete
  18. Çok teşekkürler çalışmanız için.. Kitabı okurken çok faydalı olacak..

    ReplyDelete
  19. Kitabı biraz önce bitirdim. Okurken sizin sözlüğünüzden de istifade ettim. Ve itiraf etmeliyim ki modernizm tarihimizin böylesine keskin bir eleştirisini sadece arifler yazar ve arifler görür ve de arife tarif gerekmez.

    ReplyDelete
  20. Olağanüstü hassasiyet ve sonsuz iyiliktir bu yaptığınız, hele de gönülden paylaşmanız. Karşılıksız olduğunu görmek bugünün dünyasında hepten inanılmaz bir durum. Demem o ki, benim gibi bir çevirmenin yolunu aydınlattınız, ben de yürekten diliyorum, her yolunuz aydınlık olsun dert görmeyin siz. Çok sevgiler ve çok teşekkürler.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Çok naziksiniz, teşekkür ederim. Faydalı olabildiysem ne mutlu bana...

      Delete
  21. Ben de teşekkür ederim emeğinize

    ReplyDelete
  22. Sozlukten yararlaniyorum, tesekkurler.

    ReplyDelete
  23. An itibariyle kitabı okumaya basladım sayfa 18 e ıkı saatte geldim ( her kelime iyin telefonu elime alınca arada bir dolu yerde geziyorum) ... Rufulmanda nette dağılmışken sizi buldum.. Sayenizde yılmayıp sonunu getireceğim.. Teşekkürler.. Emeğinize şükran...

    ReplyDelete
  24. AnonymousMay 21, 2018

    Merhaba Tankut Bey. Üstün çalışmanız için çok tebrik ederim sizi. Muhteşem olmuş gerçekten.
    İngilizce öğretmeniyim ve bizler öğrencilerimize kitap okuma akıcılığını ve de aşkını aşılayabilmek için, İngilizce kitap okurken mümkün olduğunca sözlük kullanmamalarını, sadece bir sözcük çok sık karşılarına çıkıyorsa ya da kilit noktada ise yani o kelimeyi bilmeyince konuyu da anlayamıyorlarsa bakmalarını öneririz. Dolayısıyla ben de öyle davranıyorum. Ama tabii artık ne sevdiğini ve nasıl sevdiğini bilen yetişkinler için durum farklı olabilir. Kaldı ki benim şöyle bir avantajım var: Tevellüt tuttuğu için kelimelerin bir kısmını zaten biliyorum, bir kısmını duymuşluğum var, bir kısmını dil tecrübelerimden dolayı üç aşağı-beş yukarı tahmin edebiliyorum. Hatta sözlüğünüzü kullanarak eşimle bir oyun oynadık. Sayfayı aşağı-yukarı hareket ettirip "dur" deyince durmaca ve cursor hangi sözcükte kalmışsa o kelimeyi sormaca :D Çıkarım yeteneğimizi ve Arapça-Farsça hakimiyetimizi geliştirdik sayenizde. Çok da eğlendik. Gördüğümüz gibi, farklı amaçlara da hizmet edebilecek harika bir çalışma sergilemişsiniz. Ellerinize sağlık. Gereksinim duyacak daha fazla kişiye ulaşabilmesi için ben de blogumda paylaşmak isterim linki izninizle. Benim nasıl size ulaştığımı soracak olursanız; hayatımda ilk defa duyduğum ve hiçbir şeye benzetemediğim 'fermanferma' sayesinde. Her zaman baş kaynak olarak danıştığım TDK'da dahi göremedim ama sizde buldum. Teşekkürler bir kez daha.

    ReplyDelete
  25. Gönderinin yayımlanmasından yıllar sonra bile böylesi güzel yorumlar almak çok mutlu ediyor beni, çok teşekkür ederim. Elbette paylaşabilirsiniz. Selamlar, sevgiler.

    ReplyDelete
  26. Çok güzel bir çalışma yapmışsınız. Emeğinize, sabrınıza sağlık... Ahmet Hamdi Tanpınar'ın 60 yıl önce yazdığı bir kitap yabancı sözcükler çok, pek çok kişiyi okumaktan soğutabilir. Sizin sözlüğünüzle daha çok kişi, keyif alarak okuyacak kitabı. Neredeyse 60 yıl önce yazılmasına rağmen nasıl da bu günü anlatıyor! Sevil Okay

    ReplyDelete
  27. Teşekkürler güzel insan,tek tek kelime arama zahmetinden kurtarmis oldun,suphesiz bu zahmetiniz bir cok kiside belkide arama ihtiyaci olusturmayacagi kelimelerde dahi erisebilirliginden dolayi tam manasiyla anlamasina ve ogrenmesine ve belkide ogretmesine vesile olacaktir.

    ReplyDelete
  28. Çok teşekkürler,elinize sağlık Tankut Bey,kitabı elimde telefonun sözlüğüyle okuyordum ve bir ara kutap hakkında araştırma yaparken sizin bu takdire şayan çalışmanızla karşılaştım,sayenizde romanı okumam daha da keyif verir hale geldi,ayrıca ben de bir İngilizce öğretmeniyim ve dillere ve sözcüklere da ayrı bir zaafım var,bu anlamda da bana kattıklarınız için ya da bir başka deyişle kelime hazneme ve sözkonusu zaafıma olan katkılarınızdan dolayı yine teşekkür etmem lazım,itiraf etmeliyim ki daha önceki yıllarda eski sözcüklere dilimizi bozdukları düşüncesiyle biraz mesafeliydim,ancak okumayla geçen yıllar ve biraz da yaşın verdiği olgunlukla bu konuya da her zaman evrensel olmaya çalışmış bir kişi olarak yine evrensel olmam gerektiğini düşünerek farklı bakmaya başladım zira isimlendirilmemiş hiç bir şey tam olarak hissedilemiyor,benzeri çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.

    ReplyDelete
  29. 2019'un ilk yorumu benden sanırım :)
    Öncelikle çalışmanız için çok teşekkür ederim. Kitabı alalı epey zaman oldu. Hem maalesef kitap okuma alışkanlığının olmayışı hem de kitaptaki kelimelerin ağırlığı nedeniyle aylardır bitiremedim. Baktım anlamıyorum, bir sayfa üç sayfa beş sayfa bilmediğim kelimelerin anlamlarını bulup yazarak okumaya çalışıyorum. İnşallah bitirince tekrar okuyacağım ki daha iyi sindirebileyim. Hoş sözlük anlamına bakmakla günlük yaşantımızda kullandığımız anlamını içselleştirdiğimiz kelimeleri okumak arasında dağlar kadar fark var ama Bi yerden başlamak gerek.
    Çalışmayı yapalı çok olmuş ama bence sözlüğünüzde daha çok kelime olmalıymış. Zira sizin yazdıklarınız arasında günlük hayatımızda kullandıklarımız da var. Lütfen yanlış anlamayın bir öneri olarak addedin. (:)

    ReplyDelete
  30. 7 yıl sonra ben de teşekkür etmiş olayım.

    ReplyDelete
  31. Teşekkürler, güzel düşünülmüş bir çalışma.

    ReplyDelete
  32. Çok faydalı bir çalışma olmuş, iyi ki yapmışsınız...

    ReplyDelete
  33. Kim yaptıysa Allah razı olsun, şimdi bildiğim kelimeleri çıkartıp geri kalanını A5 kağıtlarına 5 sayfa olarak sığdırdım. Yarın çıktılarını alacağım ve kitabı okurken yanımda bulunduracağım. Kitaba yeni başladım zaten. Çok çok teşekkür ederim. Sayenizde kitabı sürekli bölünmeden okuyabileceğim ve okuma sürem kısalacak. Saygı ve sevgilerimle...

    ReplyDelete
  34. Adeta bir Ahmet Hamdi Tanpınar sözlüğü...Ellerinize sağlık ne de çok uğraşmışsınız. Kitabı okumak isteyenlere çok yardımcı olacak bu uğraşınız. İyi çalışmalar.

    ReplyDelete
  35. Sözlük çalışmanız için teşekkürler...
    ..... ....levinyonlu yüzlerce göz...
    -----------
    Sözlükte bu kelimeye rastlayamadım.
    Bilginiz varsa öğrenmek isterim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Aynı kelimeden bende mustaribim lakin lahzaya kadar beyhude tecessüs ettim:)

      Delete
  36. Abi saat gece 1 kitabın kelimelerini ariyodum karşima çiktı blog eline sağlık

    ReplyDelete
  37. Çok faydalı bir sözlük olmuş. Teşekkür ederim. Elinize sağlık

    ReplyDelete
  38. Merhaba. Kitabı okurken bir yandan da bilmediğim kelimeleri araştırıp listeliyordum. Refulman kelimesini araştırırken Google sağolsun sayfanıza yönlendirdi beni. Çalışmanız çok faydalı olmuş. Kitabın 18.sayfasında çalışmanıza rastlamam, okuma hızımı arttıracak hiç şüphesiz. Teşekkürlerimi sunarım verdiğiniz emek için.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kimliğim yorumda çıkmadığı için adımı paylaşıyorum.

      Aykut Atik

      Delete
  39. Teşekkür ederiz :) Çıktı alıp kitabın arasına koyacağım şimdi, ellerinize sağlık!

    ReplyDelete