Bugün beş oldum. Dün gece Gardırop'ta uyumaya giderken dört yaşındaydım, ama karanlıkta Yatak'ta uyandığımda beş olmuştum, abrakadabra. Ondan önce üç, daha önce iki, daha da önce bir, daha daha önceyse sıfırdım. "Ben hiç eksi sayılar oldum mu?"
Başkahramanımız Jack'in 5. yaş gününde, bu cümleyle başlıyor hikayemiz ve klişe tabirle göz açıp kapatıncaya dek bitiveriyor.
19 yaşındayken Yaşlı Nick tarafından kaçırılan Anne ve kaçırılmasından 2 yıl sonra dünyaya gelen Jack'in dışarıdan yalıtılmış, tek doğal ışık kaynağı ulaşılamayan Tepe Penceresi olan, havalandırması bile özel tasarlanmış Oda'da yaşadıklarını Jack'in ağzından dinliyoruz. Jack'in dünyasının nasıl Oda'dan ibaret olduğunu, hemen hemen diğer her şeyin -örneğin üçünden başka diğer insanların- Televizyon; bazılarınınsa -örneğin kanalizasyonun ulaştığı denizin- zaman zaman gerçek olduğunu; bir yatak, bir masa, iki sandalye, gardırop, televizyon, elektrikli ocak, küvet ve televizyondan ibaret odanın nasıl tüm dünyaları olabildiğine şahit oluyoruz. Hikayemiz Oda'da başlayıp, Oda'da bitecek diye beklerken, asıl sorunların Büyük Firar'dan sonra Dışarısı'nda başladığını görüyoruz...*
Söz konusu kitaplar olduğunda "New York Tmies seçti: '2010un En 10 Kitabı'ndan biri" gibi kalıplara pek itibar etmem açıkçası ancak görüşlerine değer verdiğim, değerli insanların tavsiyesi üzerine okurum -ki Oda da onlardan biri oldu benim için.
Kitabı bu kadar başarılı kılan unsurların başında yazar Emme Donoghue'ün kurgu yeteneği geliyor. Gerçek olaylardan esinlenerek yola çıktığını söyleyen Donoghue, öyle başarılı bir kurgu inşa etmiş ki, bir sonraki sayfada ne olacağını merak etmemek mümkün değil. Hikayesini 5 yaşındaki bir çocuğun ağzından anlatması da takdire şayan elbette ancak hepsinden önemlisi böyle bir karakterin, dünyayı nasıl göreceği ve neler yaşayabileceği hakkındaki yerinde tespitleri, bu başarıdaki ana rolü oynuyor kanaatindeyim.
Diğer yandan tüm bu yaşanan dramanın ardında, pek çok sosyal meseleye parmak basması, okuru düşünmeye teşvik ediyor. Gerçek hayattaki Anne ve Jack'lere üzülmek değil burada sadece bahsettiğim; medya etiğinden, aile bağlarına, tecavüzcüden çok mağduru ve çocuğu suçlayan akrabalara pek çok konuda -maalesef- gerçekte de var olan acı verici durumları gözler önüne seriyor. Tabi bu söylediklerime aldanıp, şiddet pornosu kıvamı yakalayan dramatik ögeler beklemeyin kitaptan; tüm bunlar öyle ustaca işlenmiş ki, bazılarını kitap bittikten çok sonra fark etmeniz bile mümkün.
Şuradan kendi sitesine ulaşabileceğiniz yazar Donoghue'ün son kitabı Oda. Bildiğim kadarıyla önceki kitapları henüz Türkçe'de mevcut değil ancak bu kitaptaki üslubu ve başarısı beni diğer eserleri hakkında meraklandırmaya yetti açıkçası. Yeri gelmişken, Oda'nın çevirisini yapan Gül Çağalı Güven'i de tebrik etmek gerekiyor diye düşünüyorum zira sahiden iyi bir iş çıkarmış ortaya; Jack'in çocuk dünyasını ve mantığını oldukça başarılı bir şekilde dilimize aktarmış.
Yine hafif eserler arayışında olanlara gözü kapalı tavsiye edebileceğim bir kitap Oda. Kitap hakkında daha fazla fikir sahibi olmak isterseniz aşağıdaki tanıtım videosunu izleyebilirsiniz.
19 yaşındayken Yaşlı Nick tarafından kaçırılan Anne ve kaçırılmasından 2 yıl sonra dünyaya gelen Jack'in dışarıdan yalıtılmış, tek doğal ışık kaynağı ulaşılamayan Tepe Penceresi olan, havalandırması bile özel tasarlanmış Oda'da yaşadıklarını Jack'in ağzından dinliyoruz. Jack'in dünyasının nasıl Oda'dan ibaret olduğunu, hemen hemen diğer her şeyin -örneğin üçünden başka diğer insanların- Televizyon; bazılarınınsa -örneğin kanalizasyonun ulaştığı denizin- zaman zaman gerçek olduğunu; bir yatak, bir masa, iki sandalye, gardırop, televizyon, elektrikli ocak, küvet ve televizyondan ibaret odanın nasıl tüm dünyaları olabildiğine şahit oluyoruz. Hikayemiz Oda'da başlayıp, Oda'da bitecek diye beklerken, asıl sorunların Büyük Firar'dan sonra Dışarısı'nda başladığını görüyoruz...*
Söz konusu kitaplar olduğunda "New York Tmies seçti: '2010un En 10 Kitabı'ndan biri" gibi kalıplara pek itibar etmem açıkçası ancak görüşlerine değer verdiğim, değerli insanların tavsiyesi üzerine okurum -ki Oda da onlardan biri oldu benim için.
Kitabı bu kadar başarılı kılan unsurların başında yazar Emme Donoghue'ün kurgu yeteneği geliyor. Gerçek olaylardan esinlenerek yola çıktığını söyleyen Donoghue, öyle başarılı bir kurgu inşa etmiş ki, bir sonraki sayfada ne olacağını merak etmemek mümkün değil. Hikayesini 5 yaşındaki bir çocuğun ağzından anlatması da takdire şayan elbette ancak hepsinden önemlisi böyle bir karakterin, dünyayı nasıl göreceği ve neler yaşayabileceği hakkındaki yerinde tespitleri, bu başarıdaki ana rolü oynuyor kanaatindeyim.
Diğer yandan tüm bu yaşanan dramanın ardında, pek çok sosyal meseleye parmak basması, okuru düşünmeye teşvik ediyor. Gerçek hayattaki Anne ve Jack'lere üzülmek değil burada sadece bahsettiğim; medya etiğinden, aile bağlarına, tecavüzcüden çok mağduru ve çocuğu suçlayan akrabalara pek çok konuda -maalesef- gerçekte de var olan acı verici durumları gözler önüne seriyor. Tabi bu söylediklerime aldanıp, şiddet pornosu kıvamı yakalayan dramatik ögeler beklemeyin kitaptan; tüm bunlar öyle ustaca işlenmiş ki, bazılarını kitap bittikten çok sonra fark etmeniz bile mümkün.
Şuradan kendi sitesine ulaşabileceğiniz yazar Donoghue'ün son kitabı Oda. Bildiğim kadarıyla önceki kitapları henüz Türkçe'de mevcut değil ancak bu kitaptaki üslubu ve başarısı beni diğer eserleri hakkında meraklandırmaya yetti açıkçası. Yeri gelmişken, Oda'nın çevirisini yapan Gül Çağalı Güven'i de tebrik etmek gerekiyor diye düşünüyorum zira sahiden iyi bir iş çıkarmış ortaya; Jack'in çocuk dünyasını ve mantığını oldukça başarılı bir şekilde dilimize aktarmış.
Yine hafif eserler arayışında olanlara gözü kapalı tavsiye edebileceğim bir kitap Oda. Kitap hakkında daha fazla fikir sahibi olmak isterseniz aşağıdaki tanıtım videosunu izleyebilirsiniz.
*Kitabın arka kapağında da yazdığı için kahramanlarımızın odadan çıktıklarını söylemekte sakınca görmedim, sürprizi bozduğumu düşünen olursa affola.
Oda - Emma Donoghue, Doğan Kitap - 296 s.
Çok merak ettiğim bir kitap, giriş cümlesi bile kitabın içine çekiyor insanı.
ReplyDeleteGördüğüm en başarılı tanıtım videolarından biri aynı zamanda =)
DeleteBu hafta gördüğüm ikinci "Oda" yazısı... bu bir işaret mi acaba?
ReplyDeleteOkumaya değer kanaatindeyim =)
Delete