Okurken bir şiirden çok bir öyküymüşcesine insanı yakalayan, ardında yatan hikayeyi merak ettiren bir şiir Cinayet Saati. Ne şiir, ne beste fazla söze gerek bıraktırıyor hali hazırda, iki usta sanatçıyı da saygıyla yad etmiş olalım bu vesileyle.
Şiirin tamamı için yazının devamına buyurun.
Cinayet Saati
Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli Cafer, İsmail, Tayfur ve Şaşı
Maktulün onbeş yıllık arkadaşı
Üç kamarot öteki ahçıbaşı
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Ben gördüm kulaklarım gördü
Vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
Hiç biriniz orada yoktunuz
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Onüç damla gözyaşı saydım
Alllahına kitabına sövüp saydım
Şafak nabız gibi atıyordu
Sarhoştum Kasımpaşa'daydım
Hiç biriniz orada yoktunuz
Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Polis katilleri arıyordu
Deli Cafer, İsmail, Tayfur ve Şaşı
Üzerime yüklediler bu işi
Sarhoştum Kasımpaşa'daydım
Vapuru onlar vurdu ben vurmadım
Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Ben vursam kendimi vuracaktım.
No comments:
Post a Comment