Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı - Ferit Edgü

Tanrı herkesi kör,topal,kambur yapmadığı gibi,şair ve yazar da yapmıyordu.
Her şeyden evvel, bir kitaba verilebilecek en güzel isimlerden birisine sahip Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı. Adeta bir şiir dizesi, hatta başlı başına bir şiir! Anlamlı, melodik ve eserin ruhunu tam anlamıyla özetleyen bir isim. Elbette kitabı muazzam kılan tek başına ismi değil; muhtevası da bir o kadar enfes. 

Ferit Edgü yalnızca meramını dile getirmek derdinde olan bir yazar değil; şimdiye kadar okuduklarımdan anladığım kadarıyla nasıl anlatacağına da oldukça kafa yoran bir isim. Edebiyatta deneyselliğe, farklı anlatım metotlarına, okur ile anlatıcı arasındaki ilişkiye, yazarın imgelemine ve okur üzerinde bırakacağı etkiye en az anlatacağı hikaye kadar değer veriyor. Dolayısıyla ortaya hem sıradan okuru tatmin edecek anlamlı bir öykü, hem de edebiyatın tekniğini merak eden okura hitap edecek bir metot çıkartarak, birden fazla misyonu aynı anda yerine getirmiş oluyor.

Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı üç kısımdan oluşuyor; birinci bölüm Çakır'ın Öyküsü, ikinci bölümse Su Testileri. Bu iki kısmın arasında yer alan Ara başlıklı bölüm ise hem iki metni birbirine bağlıyor, hem de hikayenin üst kurmaca boyutuyla tanıştırıyor okuru. İlk bölümde anlatıcı, çocukluğundan tanıdığı evin hizmetlisi/yardımcısı Çakır'ın hiç fotoğrafının olmadığını fark etmesi üzerine onun hikayesini fotobiyografik bir şekilde anlatma kararı alıyor. Fotoğrafsız fotobiyografide Çakır'ın yaşam öyküsünü var olmayan fotoğrafların betimlemeleriyle okuyoruz. Kah çalıştığı işlerin başında, kah çok sevdiği atlarla hayal edilen fotoğraflar Çakır'ın Fotobiyografik Öyküsü'nü oluşturuyor. İkinci bölümde ise Kıni ve Esat isimli iki yakın arkadaşın, adına çalıştıkları Fethi Baba isimli mafya babası ve Esat'ın aşık olduğu Kıni'nin kız kardeşi Zehra ekseninde ilerleyen öyküsü anlatılıyor. Bu bölümde hikayenin akıcılığı bir yana, farklı karakterlerin ağzından ve yer yer tamamlanmamış cümleler aracılığıyla okurun hayal gücüne bırakılan anlatım ayrı bir keyif katıyor okuma deneyimine. 

Uzatmaya mahal yok; yüz on sayfalık bu kısacık kitaba dünyaları sığdırmış Ferit Edgü. Eseri okumuş olanlar için özellikle tavsiye edeceğim Hülya Soyşekerci imzalı şu inceleme yazısı eser hakkında daha fazla fikir sahibi olmanızı, Mutlu Deveci imzalı şu Edgü söyleşisi de yazarı daha iyi tanımanızı sağlayacaktır. Son olarak; kapak tasarımında kullandıkları Fikret Mualla ile kitabı bir kat daha güzelleştiren Sel Yayıncılık'a da teşekkürlerimi sunmak isterim.

Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı, Ferit Edgü - Sel Yayıncılık, 110 s.

3 comments:

  1. Geçen yıl Ankara'da bir kitap fuarında, yayınevinin standında görevli bir kız bahsetmişti Ferit Edgü'den. Uzun uzun anlatmıştı. "Almasanız bile bilin istiyorum, Ferit Edgü var." demişti. Vurucu cümle bence, o zamandan beri yazara her rastladığımda kulağımda çınlıyor. Okumak da istiyordum fakat nereden başlayacağımı bilemiyordum. Belki de bu başlangıç için iyi bir kitap olabilir, teşekkürler.

    ReplyDelete
  2. sayın cessi
    ülkenin -bence- en iyi öykücüsüdür f.edgü.
    başlayacaksanız "doğu öyküleri", "işte deniz, maria" "o/ hakkaride bir mevsim" kitaplarından biri ile başlamanızı tavsiye ederim.
    iyi okumalar.

    ReplyDelete