Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck

İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.
Tesadüf bu ya; Fareler ve İnsanlar'ı, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından sakıncalı bulunmadan çok kısa bir süre önce okudum. Kitap biter bitmez aklıma takılan tek konu, neden bu kadar geç kaldığım oldu. Konu hakkında yeterince yazılıp çizildi; bu -en basit tabirle- hadsizliğe dair söyleyecek daha fazla söz olmadığına kanaat getirdiğim için doğrudan kitaba geçiyorum. 

John Steinbeck, Gazap Üzümleri'nin lise yıllarımda ödev olarak zorla okutulması sebebiyle aramın pek iyi olmadığı bir yazar(dı). Fareler ve İnsanlar'ı, Sel Yayıncılık'tan yeniden yayımlandığını gördüğümde, kişisel anlamda bir nevi barış ilan ederek, severek okudum. 

Fareler ve İnsanlar; iki mevsimlik tarım işçisinin, George ve Lennie'nin kısa bir zaman zarfında başlarından geçen hikayelerini anlatıyor. Lennie oldukça iri ve kuvvetli ancak akli dengesi biraz bozuk biriyken, George tam tersine ufak tefek ama oldukça zeki bir karakter. Hikayelerinin arka planında ise Kaliforniya eyaleti ve Büyük Buhran yılları yer alıyor. Geçtiği dönem göz önüne alındığında, toplumun ve insanların dertleri de yer ediyor hikayede elbette. 

Steinbeck'in dili, okuru anında öykünün içerisine sokan cinsten. Okurken kendinizi kah George ve Lennie ile Salinas Nehri'nin kıyısında soluklanırken, kah yine kahramanlarımızla beraber izbe bir kulübede kağıt oynarken buluyorsunuz. Adeta bir film izlermişcesine. Tevekkeli değil, Fareler ve İnsanlar da iki kere sinemaya uyarlanmış.

Eserin en etkileyici kısmı ise insanoğlunun yalnızlığına dair enfes söylemlerde bulunması. Mevzu bahis sansür haberlerinin ardından, Meltem Gürle'nin kaleme aldığı şuradaki yazıda çok güzel anlattığı üzere, insanın yalnızlıkla olan mücadelesi hakkında ziyadesiyle başarılı saptamalar yapmış Steinbeck -ki kitabı klasikler arasına sokan unsurların başında geliyor olsa gerek. 

Sevgili Gölgeliyol'un buradaki yazısında da değindiği ve yine sevgili Koltukname'nin yorumlarda devam ettirdiği kitabın isim çevirisine dair de söylemek istediklerim var: Kitabın özgün ismi "Of Mice and Men" Türkçeye "of" eki olmadan, gözardı edilerek çevrilmiş. Arka kapağa göre,  kitabın ismine ilham veren Robert Burns şiiri (bu şiirin Türkçe'ye çevrilmiş tam bir metni yok sanıyorum ki. Hiç değilse bir fanzinde görmek isterdim açıkçası) şöyle: "En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider..." Dolayısıyla benim şahsi tercihim "Farelerin ve İnsanların" ve hatta "Fareler ve İnsanların" diye çevrilmesinden yana olurdu sanırım. Tabi bu yorumumu, çeviri dinamiklerine yabancı olduğum gerçeğiyle beraber ele almakta fayda var. 

Kısacası; eğer hala okumamış, benim gibi geç kalmışsanız mutlaka okuyunuz Fareler ve İnsanlar'ı. Tek pişmanlığınız yine benim gibi geç kalmışlık hissi olacaktır. 

Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck, Sel Yayıncılık - 128s

10 comments:

  1. Steinback severim , lisede okumuştum ben de gazap üzümlerini ve bağlanmıştım yazara, ama kendim isteyerek okumuştum tabi.Bir de Zola var beni benden alan , okumadıysan Tütün'ü başkadır...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ben de zorla okutulmamış olsaydım severdim belki, ilerleyen zamanda yeniden okumayı planlıyorum açıkçası. Zola'ya da sıra gelmedi hala, Tütün'ü kaydettim kenara başlangıç kitabı olarak öyleyse, teşekkürler!

      Delete
  2. Gazap Üzümleri'ni okumadım ama lise çağında birine zorla okutulacak bir kitap değil, ağır, kederli bir kitap. Öğrenciyi Steinbeck'ten de kitaptan da soğutabilir.
    Fareler ve İnsanlar senin de söylediğin gibi çok defa sinemaya uyarlanmış hatta bir de Yeşilçam versiyonu var.
    Bu kitap bana okumayı sevdiren kitaplardandır. Sonra birçok Steinbeck okudum, doğayı tasviri, doğallığı, yalınlığı hep beni büyüledi. En sevdiğim roman ise Cennetin Doğusu, daha ne diyeyim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Sahiden üzerinde durulması gereken bir konu bu ödev kitap meselesi. Hele bir de özet çıkarma/eserin anafikrini bulma gibi zorunluluklar iyice çekilmez hale getiriyor. Bir Dolap Kitap'ın bu konuya dair oldukça güzel yazıları var bu arada.
      Yeşilcam versiyonunu ben de duydum ama hakkında bir bilgiye ulaşamadım; bir yandan merak ettim, diğer yandan da korktum açıkçası nasıl bir iş çıkmıştır ortaya diye =)
      Cennetin Doğusu listemde sen ilk söylediğinden beri, bir gün okuyacağım illaki. O zaman yeniden konuşuruz =)

      Delete
  3. Benim de lise çağlarında severek okuduğum bir kitaptı.
    Meltem Gürle'nin yazısı çok çok güzeldi, çok duygulandım. Burada paylaşıp bizleri de haberdar ettiğiniz için teşekkür ederiz.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Sahiden de konuya dair en "temiz" yazıydı, ben de gerçekten çok beğendim. Rica ederim.

      Delete
  4. Kitabı uzun yıllar önce okumuştum ama beni çok etkileyen kitapların arasında gelir Fareler ve İnsanlar. Kitabın ismiyle ilgili durumu bilmiyordum, ilginç gerçekten, paylaşımınız için teşekkürler, keyifli okumalar:)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Geç kalmışlık hissi bu sebepten oluştu bende de, çok daha erken okunabilecek bir kitapmış. Rica ederim, yorum için benden teşekkürler =)

      Delete
  5. Sizin bu yazdıklarınızdan sonra doğrusu ben şimdiden bugüne kadar okumadığım için pişmanlık çekmeye başladım.
    En kısa zamanda mutlaka okuyucam. Tavsiyeniz için teşekkürler :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Umarım siz de beğenirsiniz en az benim kadar =)

      Delete