Bunca felaket, bunca zulüm, bunca haksızlıkla dolu bir dünyada köpekler gibi mutsuz olmanın kolaylığını bildiğim için, mutsuzluklarıyla övünenlere fena halde bozulurum. Mutsuz olmak bir marifet değildir. Çektiğin acıları gözler önüne sermek, büyük kişisel mutlulukların peşinden koşmak ayıbından vazgeçip, küçük mutluluklara sığınmak, onlarla yetinmektir asıl marifet.
Hayatımda, kendimi bildiğim yaşlarımın hayatta oldukları zamana denk gelmediği için üzüldüğüm iki insan vardı; birisi Adile Naşit, diğeri ise Aziz Nesin. Zaman zaman "Ne vardı biraz daha erken doğsaydım? Ya da daha iyisi; ne vardı biraz daha geç ayrılsalardı aramızdan?" diye düşünürüm. Bu iki ismi canlı görmek, sohbet imkanı bulmak, hatta sadece yaşadıklarını bilmek bile mutluluk verici olurdu benim için; günümüz hakkında düşüncelerini, fikirlerini, yaşamlarını ve camialarındaki duruşlarını gözlemlemek isterdim.
Bu listeye yeni bir isim daha eklendi: İlk olarak Bir Dinozorun Anıları ile tanıştığım, ardından Thomas More'un Utopia çevirisi ve incelemesiyle daha da vurulduğum, Bir Dinozorun Gezileri'nden sonra ise, tıpkı kendisinin Shakespeare'e seslendiği gibi, bundan böyle sevgilim olarak anacağım Mina Urgan.
Henüz bu şerefe nail olmamış olanlar için tanıştırayım; sevgilim Mina Urgan aslen İngiliz edebiyatı profesörü. Aynı zamanda yazar, çevirmen ve filolog. William Golding, Balzac, Aldous Huxley gibi isimlerin eserlerini dilimize kazandırmasının yanı sıra beş ciltlik İngiliz Edebiyatı Tarihi'nin de yazarı. Ayrıca Virginia Woolf ve D.H. Lawrence başlıklarıyla yayımlanan iki önemli inceleme kitabı mevcut. Ancak büyük çoğunluk kendisini, benim gibi, yukarıda bahsi geçen anı ve gezi kitaplarıyla tanıdı.
Bir Dinozorun Gezileri'ne Urgan, bir önceki kitabı Bir Dinozorun Anıları'nın çok satanlar listesine girmesine, toplumun damarına basacağını düşündüğü söylemlere rağmen kitabın ne kadar çok sevildiğine şaşırdığını söyleyerek başlıyor -ki eser Mart 2013'de 78. baskısını yaptı. Ardından başlıyor anlatmaya; küçük mutluluklardan çıkıyor yola, deniz tutkusuna geliyor. Oradan tutuyor okurun elini Bodrum'a, Anadolu'ya, Avrupa'ya, Rusya'ya, Amerika'ya götürüyor. Elbette kaleme aldıkları sade birer gezi yazısı değil; duruşuyla, dünya görüşüyle ve değerlendirmeleri ile dolu dolu bir hayat öyküsü anlatıyor.
Kitabın okuru can evinden yakalayan özelliği, sevgilim Urgan'ın samimiyeti. Sözünü hiç sakınmayan ancak kırıcılıktan imtina eden tatlı sert üslubu ve sık sık kendisine getirdiği eleştirileriyle okuru adeta bir muhabbet ortamında hissettiriyor. Anlattıkları "hangi ülkede nereye gidilir, ne yenilir"den ziyade, gezilerinden yola çıkan hayata dair deneyimler ve görüşler. Dolayısıyla tıpkı Bir Dinozorun Anıları gibi, bu kitap da yaşamak üzerine bir güzelleme niteliğine sahip.
Sevgilim Mina Urgan'la tanışmadıysanız, bu sevimli "dinozorun" önce anılarını, ardından gezilerini mutlaka okumalısınız; siz de en az benim kadar seveceksiniz kendisini.
Bir Dinozorun Gezileri - Mina Urgan, Yapı Kredi Yayınları, 282 s.
Sevgilim Mina Urgan'la tanışmadıysanız, bu sevimli "dinozorun" önce anılarını, ardından gezilerini mutlaka okumalısınız; siz de en az benim kadar seveceksiniz kendisini.
Bir Dinozorun Gezileri - Mina Urgan, Yapı Kredi Yayınları, 282 s.
Benim de cok keyif aldığım bir kitapti, Urgan ne anlatsa okunur sanırım öyle hoş bir üslubu var ki:)
YanıtlaSilKesinlikle; keşke daha fazla yazsaymış... İlgimi çok çekmemesine rağmen akademik kitaplarını da sırf üslubu için okuyacağım sanırım =)
SilUrgan , başka edecek tek söz yok üstüne ...
YanıtlaSilAynen, değeri pek bilinmeyen bir isim ne yazık ki.
SilAh yahu, yıllar önce ne çok sevmiştim Mina Urgan'ın anılarını ve gezilerini. Aziz Nesin, Adile Naşit ve Mina Urgan'ın yanına bir de Oğuz Aral ekleyince; benim "keşke tanıyabilseydim" listem de tamamlanıyor. =)
YanıtlaSilMina Urgan pek çok insana tavsiye edilecekler listesinde, okuyup da sevmeyen hiç yok neredeyse... Liste ise; aslında epey bir büyütülebilir ama hani en en en olmaz isimler bunlar benim açımdan =)
YanıtlaSilBen de sene içinde tanıştım Virginia Woolf incelemesi ile. Anlatımına hayran kaldım. Beş ciltlik İngiliz Edebiyatı Tarihi de dahil olmak üzere, yazdığı her kelimeyi okumak isterim. Enfes bir anlatımı var.
YanıtlaSil