"Tanrım" dedi, karanlığın içinde, "İsa ne kadar acı çekmiş olmalı!"
Fantastik literatür denince akla gelen çağdaş isimlerin hemen hepsi fantastik kurgunun babası J.R.R. Tolkien'den etkilenmiş, kendi evrenlerini yaratırken ondan esinlenmiştir; Terry Brooks, George R.R. Martin hatta J.K. Rowling... Peki Tolkien'ın kendisi kimden etkilenmiştir diye hiç merak ettiniz mi?
"Tolkien'den Önce Masallar: Modern Fantezinin Kökleri" isimli derlemede pek çok isimden söz ediyor Tolkien uzmanı Douglas A. Anderson: Sihirli yüzüklerin, efsunlu bir kılıcın, vahşi bir ejderhanın lanetlediği ve iki kadının arasında kalan bir kahramanın yer aldığı The Story of Sigurd'un yazarı Andrew Lang'den; Tolkien evrenin yapı taşlarından Elf kavramının ilk kez yazılı hale geçtiği metin olan Elfler'in yazarı Ludwig Tieck'e...
Mevzu bahis kitabımız Baumhoff Patlayıcısı'nın yazarı William Hope Hodgson da bu isimlerden bir diğeri. Kitabın arka kapağına göre; Yüzüklerin Efendisi'nde Tolkien, karanlığın güçlerini Hodgson'ı hatırlatır biçimde uyandırmaktaymış. 1877 İngiltere doğumlu Hodgson, bilim-kurgu, korku ve fantastik yazında eserler vermiş. Yazarlığının yanı sıra denizcilik ve askerlik de yapan Hodgson, özellikle korku türündeki eserlerinde yaşadığı macera ve gözlemlerinden sık sık faydalanmış, kült eserler bırakmış. İlk olarak 1919 tarihinde yayımlanan Baumhoff Patlayıcısı (bir diğer adıyla Eloi, Eloi, Lama Sabachthani) esasen bir kısa öykü. Dinine oldukça bağlı, aynı zamanda bir deha olan kimya uzmanı Baumhoff, dini bir mucize olan "çarmıhın kararması"nı kanıtlamak üzere arkadaşı Stafford'un tanıklığını kullanıyor. Hikayenin ana hattında bu deneyi dinliyoruz Stafford'un ağzından.
Bu küçücük hikaye gerçek bir ustalık eseri; kitabın ilk sayfasında yer alan "çok az yazar karanlığa hayat vermede Hodgson kadar başarılıdır" söylemine hak vermemek elde değil. Basit bir anlatım, basit bir dil ve basit bir kurguyla böylesi karanlık ve manen ağır bir kitabın ortaya çıkabileceğini düşünmezdim.
Yayımladıkları kitaplara hayran olsam da pek çoğunda sık sık basım ve imla hatası bulunan ve enteresan bir şekilde egosantrik bulduğum için bir türlü sevemediğim 6.45 Yayınları bu sefer hatasız bir iş koymuş ortaya. Eserin kapak tasarımı Erol Egemen'e (kim lan bu Erol Egemen?) ait, kitabın içerisinde yer alan çizimlerse Mehmet Kösemen imzası taşıyor -ki şahaneler. Karanlık bir kitap okumak isterseniz aradığınızı Baumhoff Patlayıcısı'nda bulabilir, eseri Kaan Çaydamlı'nın sesinden dinlemek isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
Baumhoff Patlayıcısı, William Hope Hodgson - Altıkırkbeş Yayınları, 48 s.
Yayımladıkları kitaplara hayran olsam da pek çoğunda sık sık basım ve imla hatası bulunan ve enteresan bir şekilde egosantrik bulduğum için bir türlü sevemediğim 6.45 Yayınları bu sefer hatasız bir iş koymuş ortaya. Eserin kapak tasarımı Erol Egemen'e (kim lan bu Erol Egemen?) ait, kitabın içerisinde yer alan çizimlerse Mehmet Kösemen imzası taşıyor -ki şahaneler. Karanlık bir kitap okumak isterseniz aradığınızı Baumhoff Patlayıcısı'nda bulabilir, eseri Kaan Çaydamlı'nın sesinden dinlemek isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
Baumhoff Patlayıcısı, William Hope Hodgson - Altıkırkbeş Yayınları, 48 s.
Kitabın konusu ve tarzı çok ilgimi çekti. Ama sizin de değindiğiniz gibi 6.45 yayınlarından çeviri problemi ve yazım hataları nedeniyle kitap almaya çekiniyorum. Bir ara Dominuqe Laporte’un Bokun Tarihi'nde (http://konserveruhlar.wordpress.com/2012/04/07/bokun-tarihi/) müthiş hayal kırıklığı yaşamış ve kitabı okurken çok zorlanmıştım. Sonra yine de bir şans daha verip İstiridye Çocuğunun Hüzünlü Ölümü - Tim Burton 'u aldım. Kısa hikayelerden oluşuyor. O yüzden onda pek yazım hatası yapma şansları yok. Aslında yayınevinin en çok okumak istediğim kitaplarından biri William Gibson'un Neuromancer'ı. Ama onun hakkında yaptığım araştırmalar da çevirinin çok kötü olduğuna dair sonuç verdi. Baumhoff Patlayıcısı hatasız diyorsanız okunabilir. Güzel ve ilgi uyandıran tanıtımınız için tebrikler.
YanıtlaSilkonserve ruhlar
6.45'in hali ahvalinden pek çok okur şikayetçi; neden tüm bu geri dönüşleri dikkate almıyorlar, neden daha dikkatli olmuyorlar anlamak mümkün değil. Bahsettiğim egosantriklik, kendini beğenmişlik izlenimi de buradan kaynaklanıyor olsa gerek. Bokun Tarihi yazınızı ıskalamışım, kitap merakımı çekti gerçekten ama bahsettiğiniz sıkıntı yüzünden ya yeni baskısını ya da İngilizce'sini falan okuma imkanı bulurum umarım. Baumhoff Patlayıcısı da kısacık bir kitap; sayfa/kelime sayısı azaldıkça hata oranının da düşmesi doğal sanıyorum ki. İlginizi çektiyse rahatlıkla tavsiye edebilirim yani. Yorumunuz için teşekkürlerimle, görüşmek üzere...
Sil